Türk asırları denilen yüzyıllar aşağıdakilerden hangileri aralığındadır?
Medreseler, XX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar inişli çıkışlı bir seyir izlemekle beraber, ülkenin ilim, irfan, kültür, medeniyet ve sosyal hayatına doğrudan doğruya hizmet veren kurumlardı. Osmanlı döneminin XV ve XVI. asırlarında müsbet ve dinî ilimlerin her alanı ile meşgul olan bilginlerin meydana getirdikleri eserler sebebiyle bu asırlara “Türk Asırları” denilmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi abbasiler döneminde fethedilen merkezlerden değildir?
Eski medeniyet ve kültür merkezleri fethedilince Müslümanlar Bâbil, Hint, Âsur, Fenike, Grek, Roma, İran ve Yunan medeniyetlerinin sahip oldukları ilmî ve kültürel mirasa ulaşmışlardır. Bu merkezlerin başlıcaları İskenderiye, Antakya, Nusaybin, Cundişapur, Harran, Ruhâ-Edessa (Urfa) ve Kınnesrin’de (Kuzey Suriye’de bir şehir) faaliyet gösteren medreseler olmuştur.
Müslümanların “vakıf medeniyeti” meydana getirdiklerinin göstergelerinden biri aşağıdakilerden hangisi değildir?
Hz. Peygamber döneminden başlayıp devam eden İslâm medeniyeti, Kur’ân ve Sünnet’ten aldığı ilhamla insanî birçok değer ortaya koymuştur. Nitekim sadece Allah’ın rızasını kazanmak için kurulan vakıfların bir benzerini başka medeniyetlerde görmek pek mümkün değildir. Vakıf ise başkalarına yardım etmek gayesiyle kurulan tesislerdir. Müslümanlar, bu tesisler sayesinde adeta bir “Vakıf Medeniyeti” meydana getirmişlerdi. Konu ile ilgili vakfiyeler, mahkeme kayıtları (şer’iye sicili), arşiv belgeleri, yerli ve yabancı seyyahların eserleri (seyahatnameler) bütün bu söylediklerimizin birer şahidi olarak günümüze ışık tutmaktadırlar.
"Kültür, bir toplulukta örf ve âdetlerden, davranış tarzlarından, teşkilât ve tesislerden kurulu âhenkli bir bütündür" şeklinde yapılan kültür tanımı aşağıdaki düşünürlerden hangisine aittir?
Çok farklı kültür tanımları yapılmıştır. Bunlardan bazıları şöyledir:-Sapir: Kültür, varlığımızın yapısını belirleyen, ictimâî yoldan tevârüs ettiğimiz maddî ve manevî unsurlar birliğidir.-Thurnwald: Kültür, bir toplulukta örf ve âdetlerden, davranış tarzlarından, teşkilât ve tesislerden kurulu âhenkli bir bütündür.-Wissler: Kültür, bir halkın yaşama tarzıdır.-Young: Kültür dünyası, mevcudiyetinin bütün tarihi boyunca tabiatı ve kendisini nasıl idare edeceğini öğrenmek suretiyle insanın, bizzat meydana getirmiş olduğu eseridir.-Tozzer; Kültür, toplumsal olarak öğretilen ve aynı yoldan yeni kuşaklara aşılanan davranış türleri ya da kalıplarıdır.
Aşağıdakilerden hangi örnek kurum olarak tanımlanır?
Eğer bir şeyi organize olmuş bir grup olarak dikkate alıyorsak o şey bir birlik, bir muamele şekli olarak ele alıyorsak o takdirde bir kurumdur. Birlik üyeliğe, kurum ise hizmet usul ve araçlarına delâlet eder. Bu durumda bir okul, öğretmenler ve öğrenciler grubu olarak düşünüldüğünde bir birlik, bir eğitim ve öğretim sistemi olarak ele alındığında bir kurumdur.
İslam medeniyetinin çiçek açma çağı olarak bilinen asır kaçıncı asırdır?
İslâm medeniyeti çiçek açma çağı olan 10. asırda, Himalayalar’dan Pireneler’e, Karadeniz’den Aden Körfezi’ne kadar uzanan bütün İslâm dünyasına nüfuz etmişti.
Kutadgu Bilig adlı eser kime aittir?
Karahanlılardan günümüze ulaşan en önemli eserlerden biri Yusuf Has Ha^cib’in Kutadgu Bilig (1070’de yazıldı) adlı eseridir. Siyasetname mahiyetindeki bu eserin adından da anlaşıldığı gibi; Devlet Yönetme Bilgisini veren bir kitap olduğu bilinmektedir.
Aşağıdakilerden hangisi sosyal ilişki tiplerinden değildir?
Toplumun karmaşıklığı ölçüsünde sosyal ilişkiler çeşitlilik kazanır. Seçmenin adayla, annenin çocukla, işçinin işverenle, doktorun hastayla, arkadaşın arkadaşla olan ilişkileri sosyal ilişkiye örnek olarak verilebilir. Bunlardan bazıları iktisadi^, bazıları siyasi^, bazıları şahsi^, bazıları da zıt ilişki olarak adlandırılabilir. Sonuç olarak bütün bu ilişkiler, bireylerin birbirlerinin varlıklarını karşılıklı olarak kabul etmeleri temeline dayandığı için sosyal ilişkiler olarak değerlendirilir.
Sasani başkenti Cündişapur kim zamanında İslam coğrafyasına katılmıştır?
Sasanilerin felsefe ve tıp merkezi konumundaki Cündişapur şehri, Hz Ömer zamanında barış yoluyla İslam coğrafyasına katılmıştır.
Devrimci kimliği ile tanınan ve “insanın sahip olabileceği her şeyin su, ateş ve mera ortaklığı gibi, ortaklığını savunan” fakat sonradan idam edilen kişi kimdir?
Mazdek (öl. 529),“insanlar arasındaki bütün kıskançlık ve anlaşmazlık sebeplerini ortadan kaldırmayı ve dini saf bir hale getirmeyi” düşünüyordu. Ancak Husrev Nuşirvan tarafından taraftarlarıyla beraber idam edildi. Böylece Sa^sa^ni^ler, yedinci yüzyıla yine Zerdüştlük inancının yaygınlığını koruyarak girdiler.
Bilimsel kabullere göre medeni hayat ne zaman başlamıştır?
Bilimsel kabullere göre, medenî hayat milattan önce dört bininci yıllarda şehir hayatı ile birlikte ortaya çıkmıştır. Bundan önce insan medenî olmayan bir varlık sayılmıştır.
İslam medeniyetinin özü neye dayanmaktadır?
İslâm medeniyetinin özü: İslâm medeniyetinin özünün İslâm olduğu yahut İslâm’ın esasının tevhid, yani Allah’ın her şeyin tek, mutlak ve üstün yaratıcısı olduğu konusunda hiç şüphe yoktur.
Doğunun aristosu denilen Farabi’nin en önemli ve orijinal eseri hangisidir?
İlimde Fârâbî’nin en önemli ve orijinal eseri Kitâbu’l Mûsikîdir. Avrupa’da musikî teorilerine esas teşkil etmiştir. İhsâu’l-Ulûm adındaki eserinde de Aristo’ya yakın bir ilim tasnifi yapmıştır. Fârâbî’nin fiziği Aristo’nun fiziğinin hemen hemen aynıdır. Siyâset felsefesiyle de uğraşan Fârâbî, Arâü’l-Medineti’l-Fâdıla adıyla sosyolojiye yaklaşan bir eser yazmıştır. Görülüyor ki Fârâbî, ilmin birçok dalında çalışmış ve gerçekten Doğu’nun Aristosu adını almaya hak kazanmıştır.
Toprak vergilerinin toplanması ile ilgili görevi aşağıdakilerden hangisi yapmıştır?
Divânu'l-Harâc; Şam’da merkezî divan konumunda idi. Toprak vergilerinin takdiri ve toplanmasıyla ilgili işleri yürütmekteydi.
Aşağıdakilerden hangisinin İslâm Kurumları ve Medeniyeti tarihinde en önde gelen kurumlardandır?
İslâm Kurumları ve Medeniyeti tarihinde en önde gelen üç kurumu önem sırasına göre, “hilâfet”, “vezâret /vezirlik” ve “divan teşkilatıdır.
İlk defa kültür kelimesini insan zekâsının oluşumu, gelişimi, geliştirilmesi ve yüceltilmesi anlamında kullanan kişi kimdir?
İlk defa Voltair, kültür kelimesini insan zekâsının oluşumu, gelişimi, geliştirilmesi ve yüceltilmesi anlamında kullanmıştır.
Bir kültürün meydana gelmesi ve gelişmesi neye bağlıdır?
Bir kültürün meydana gelmesi ve gelişmesi, insanın, biyolojik, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılama isteğine bağlıdır. Bu ilk ve temel ihtiyaçlar kültürün meydana gelmesine sebep olur.
Zamanla medeniyetin referansının Batı olmasının sebebi nedir?
Medeniyet kavramı on sekizinci yüzyılın ikinci yarısından itibaren Batı’da kullanılmaya başladı. Fransızlar, İngilizler daha sonraları da diğerleri bu kavrama, kendilerinin daha önceki dönemlerinden ve çağdaşı olan diğer milletlerden farklı ve ileri olduğunu öne sürdüğü hayat tarzı anlamını yüklediler. Bir başka ifadeyle, Batılı kendi hayat anlayışına, yaşam biçimine ve değerler sistemine medeniyet adını vermiştir. Böylece medeniyetin referansı Batı’nın hayat tarzı, medenî olmanın kriteri de o hayat tarzını benimseme ve yaşama oldu. Bu anlayış on dokuzuncu yüzyılın pek çok düşünürünün temel tercihi olmuştur.
İslam medeniyetinde insan haklarının ve toplumsal barışın korunması için en etkili olan araç hangisidir?
Osmanlı dünyasında, günümüzün ifadesiyle sivil toplum örgütü diye isimlendirebileceğimiz bir müessese vardır ki, o da şu veya bu sebepten dolayı sıkıntıya düşen insanların haklarını korumak ve onlara yardım etmek üzere teşkilâtlanmış olan vakıftır. Vakıf kurumu yüzyıllardan beri İslam ülkelerinde büyük bir önem kazanmış sosyal ve ekonomik hayat üzerinde derin tesirler icra etmiş olan dinî ve hukukî bir kurumdur. İnsan fıtratında mevcut olan yardımlaşma hissi, şüphesiz ki insanlık tarihi kadar eskidir. Bu his dinî emir ve hükümlerle birleşince daha büyük bir kuvvet kazanır. İslam ülkelerinde vakıfların asırlarca büyük bir fonksiyon icra etmelerinin sebebini burada aramak gerekir. Çünkü “insanların en hayırlısı, insanlara faydalı olan; malın en hayırlısı Allah yolunda harcanan (başka bir ifade ile vakfedilen); vakfın en hayırlısı da insanların en çok duydukları ihtiyacı karşılayandır” prensibinin anlamını çok iyi bilen Müslümanlar bu yolda birbirleriyle yarışırcasına vakıf eserler kurdular. Bu sayede insanlar ve hatta hayvanlar büyük bir zorluk çekmeden hayatiyetlerini devam ettirdiler.
İslam medeniyetinin çiçek açma çağı hangi yüzyıldır?
Çiçek açma çağı olan 10. asırda İslâm medeniyeti, Himalayalar’dan Pireneler’e, Karadeniz’den Aden Körfezi’ne kadar uzanan bütün İslâm dünyasına nüfuz etmişti. Bağdat, Suriye ve Irak toprakları üzerinde eski Şark dünya devletinin ananelerini tecessüm ettiriyordu. Ön Asya’nın bütün ticaret yollarının düğüm noktası olan bu şehir, milletler arasındaki hareketlerin bir toplanma merkezi haline gelmişti.