Aşağıdakilerden hangisi aile müessesesinin sağlam temellere oturduğunu anlamamıza kâfi olan özelliklerden biri değildir?
Aile kurumu, bilindiği gibi, toplumun en küçük birimini oluşturur. Bunun ilk yapısı evlilik ile kurulur. Kur’ân evliliği teşvik etmiştir. Çünkü evlilikte eşler arasında karşılıklı yakınlık ve ülfet vardır. Aralarında sevgi ve hürmet duyguları ile birbirlerine karşı bağlılık vardır. Bu bağlılık, ailenin bütün fertlerini her türlü kötülükten koruyacak ölçüde sağlam bir yapıya sahiptir. Çünkü fertler birbirlerine karşı göz nuru derecesinde bağlıdırlar. Böylece sevgi, saygı ve bağlılık üzerine kurulu aile müessesesinin nikâh, mehir, miras ve nafaka gibi hukukî bağları bulunduğunu görmek, bu müessesenin sağlam temellere oturduğunu anlamamıza kâfidir.
Aşağıdakilerden hangisi zillet içinde dilenen ve sağlıklı olsa da ihtiyaç içinde kıvranan, çalışmaya gücü yettiği halde nisab miktarından az, fakat kendine yetmeyecek kadar varlığı bulunanlar veya fakirin aksine hiç bir şeyi bulunmayanlar yahut da gayrimüslim olan fakirler için kullanılan isimdir?
Miskinler zillet içinde dilenen ve sağlıklı olsa da ihtiyaç içinde kıvranan, çalışmaya gücü yettiği halde nisab miktarından az, fakat kendine yetmeyecek kadar varlığı bulunanlar veya fakirin aksine hiç bir şeyi bulunmayanlar yahut da gayrimüslim olan fakirlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi Kur’ân-ı Kerim’de zekât almaya hakkı olanlardan biri değildir?
Kur’ân-ı Kerim’de “Zekâtlar; Allah’tan bir farz olarak yoksullara, düşkünlere, onu toplayan memurlara, kalpleri müslümanlara ısındırılacaklara verilir; kölelerin, borçluların, Allah yolunda olanların ve yolda kalanların uğrunda sarfedilir. Allah bilendir, hakimdîr” (Tevbe, 9/60) buyurmaktadır. Bu ayetten anlaşıldığına göre, zekât almaya hakkı olanların başında; fakir ve yoksullar, düşkünler, âmiller, müellefe-i kulûb (kalpleri müslümanlığa ısındırılacaklar) geliyor, ayrıca kölelikten kurtulacaklar, borçtan kurtulacaklar, Allah yolunda çalışmakta olanlar ve yolda kalanlar da zekât almayı hak edenler arasındadır.
Beytü’l-Hikme kim tarafından kurulmuştur?
830 yılında Bağdat’ta, Abbasî halifesi Me’mûn tarafından kurulduğu kabul edilen Beytü’l-Hikme ilmî gelişmelerin tetikleyicisi olmuştur.
Aşağıdakilerden hangisi İslamiyet’ten önce kullanılan silahlardan birisi değildir?
İslâmiyet’ten sonra yeni silâhlar kullanılmaya başlandı ki, mancınık ve arrâde bunlar arasında yer alır. İkisi de atıcı âlettir. Mancınık, İslâm tarihinde ilk defa Hz. Peygamber zamanında kullanılmıştır. Selman-ı Farisî, Taif muhasarasında bu silâhın nasıl kullanılacağını Müslümanlara öğretmişti. Mancınık ile arrâde şehir ve kalelerin kuşatılması esnasında düşman üzerine ağır taş gülleler, yaralayıcı metal parçaları, nefte (petrole) bulanmış ve tutuşturulmuş paçavralar, içi yılan ve akrep gibi panik çıkarıcı zehirli hayvanlarla doldurulmuş çömlekler atmak için kullanılırdı. Daha sonra İslâm ordularında çok yaygınlaşan mancınık ve arrâde özellikle kalelerin kuşatılması ve alınmasında büyük bir rol oynadı.
İslam medeniyetinin kuruluşunda ve gelişmesinde aşağıdaki milletlerden hangisinin katkısı büyüktür?
Hz. Peygamberle başlayan İslam medeniyetin kuruluş ve gelişmesinde Araplar, İranlılar ve Türklerin büyük payları olduğu bir gerçektir.
Medeniyet kelimesinin ilk kullanıldığı ülke aşağıdakilerden hangisidir?
Medeniyet kelimesi ilk kez 1757 yılında Fransa’da, bundan on yıl sonra da İngiltere’de kullanılmaya başlamıştır.
Divan teşkilâtı, gerçek manasıyla ilk defa kim tarafından kuruldu?
İslâm devlet kuruluşları içinde bulunan ve tarih boyunca önemli bir fonksiyon icra eden divan teşkilâtı, gerçek manasıyla ilk defa Halife Hz. Ömer tarafından kullanılmıştır. Bu dönemde İslâm devleti, gerek toprak, gerekse maaş bakımından çok geniş ve büyük imkânlara kavuşmuştu.
Dini^ ve dünyevi otorite arasındaki ayrılmazlığın ve İsla^mi^ birliğin somut bir sembolü olarak doğup ve gelişen kurum aşağıdakilerden hangisidir?
Hila^fet, dini^ ve dünyevi işlerde Resu^lullah adına kamu otoritesi olarak algılandı ve o şekilde de biçimlendi. Bir başka ifadeyle, hila^fet dini^ ve dünyevi otorite arasındaki ayrılmazlığın ve İsla^mi^ birliğin somut bir sembolü olarak doğdu ve gelişti.
Kılıç, kalkan ve mızrakla donatılmış yaya birliklerine verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Müşât veya reccâle, kılıç, kalkan ve mızrakla donatılmış yaya birlikleri idiler.
İslam tarihinde günümüzde bilinen anlamda hapishane kim zamanında ortaya çıkmıştır?
Günümüzde bilinen anlamıyla hapishane, Hz. Peygamber ve Hz. Ebubekir devrinde mevcut değildi. Bildiğimiz şekildeki hapishane, ancak Hz. Ömer devrinde ortaya çıkmıştır. Zira Allah Rasulü zamanında tutuklanan sanığın, başkalarından ayrılarak bir ev ya da camide yalnız kalması sağlanırdı.
Eşyanın karşılıklı haberliliği temeline dayanan ilişkiye ne isim verilir?
Eşyanın karşılıklı haberliliği temeline dayanan ilişkiye ise sosyal ilişki denir. Toplum, sosyal varlıkların, birbirinin varlığını tanımalarıyla ortaya çıkmış usullerle karşılıklı davranışlarda bulundukları yerde vardır.
Esnaflarla mahallenin dayanışmasını ortaya koyan vakıflar aşağıdakilerden hangisidir?
Ekonomik ve sosyal hayatı düzenleyen müesseselere ocaklık eden vakıf eserler ana kucağı gibi insanları sarmış, dertlilere çare, kimsesizlere sığınak olmuştur. Hayatının baharında olan genç insanların elinden tutulması, kızların çeyizlerinin hazırlanması, erkeklerin meslek sahibi olup dükkân açmaları gibi birçok konuda hizmet gören vakıflar sayesinde insanlar topluma kazandırılmışlardır. Bu tür vakıflardan en belirgin olanı esnaflarla mahallenin dayanışmasını ortaya koyan avârız vakıflarıdır.
Hz. Peygamber’in bizzat katılmayıp bir sahabinin komutası altında gönderdiği askerî birliklerin hareketine ne denir?
Hz. Peygamber’in bizzat katılmayıp bir sahabinin komutası altında gönderdiği askerî birliklerin hareketine de seriye denir.
Tarih boyunca önemli bir fonksiyon icra eden divan teşkilatı, gerçek manasıyla ilk defa hangi halife döneminde kullanılmıştır?
Tarih boyunca önemli bir fonksiyon icra eden divan teşkilatı, gerçek manasıyla ilk defa halife Hz. Ömer döneminde kullanılmıştır.
Fethedilen topraklardan elde edilen cizye ve haraç vergileri hazine gelirlerinin artmasına ve devletin zenginleşmesine sebep olunması durumu aşağıdaki hangi halife döneminde yaşanmıştır?
Hz. Ömer devrinde sosyal hayatta da önemli gelişmeler yaşandı. Fethedilen topraklardan elde edilen cizye ve haraç vergileri hazine gelirlerinin artmasına, devletin zenginleşmesine sebep oldu. Halk, özellikle savaşlara katılan Müslümanlar ele geçirdikleri ganimetlerle eskisinden çok daha müreffeh bir hayat yaşamaya başladılar.
Osmanlı döneminde ilköğretim kız ve erkek çocuklar için ne zaman zorunlu hale gelmiştir?
II. Abdülhamid devrinde hazırlanan Kanun-i Esasî’ye (1876) göre kız ve erkek çocuklarına ilköğretim mecburi hale getirilmiş ve böylece çocukların eşit şekilde eğitim imkânlarından yararlanması hukuken sağlanmıştı.
Hangi peygambere ait Semğ arazisindeki hurmalık, İslâm tarihinde vakıf statüsü taşıyan ilk işlem olarak kabul edilmektedir?
Hz. Peygamber sağlığında Fedek, Kureyza, Nadr ve Hayber’deki arazilerinde bulunan hurmalıklarının gelirlerinden hanımlarının nafakası ile işçilerin ücretinden geri kalanlarının vakıf mahiyetinde olmak üzere tahsis edildiği bilinmektedir. Hz. Ömer’e ait Semğ arazisindeki hurmalık ise İslâm tarihinde vakıf statüsü taşıyan ilk işlem olarak kabul edilmektedir.