Kişinin vakıaların içyüzünü anlama şansı yakalaması, yanlıştır. Bu bilgi esasen Mezhepler Tarihi, Din Psikolojisi’nin bulgularından hareketle vakıaların içyüzünü anlamaya çalışır şeklindedir. Bu durumda doğru cevap E'dir.
Ebû Hâşim’den sonra ortaya çıkan İslam inancına aykırı olan konulardan hangisi ruhların bir bedenden diğerine intikali anlamına gelmektedir?
Ruhların bir bedenden diğerine intikali (tenâsüh/ruhgöçü) adını alır.Peygamber’in vasîsi olup nübüvvet otoritesine sahip bulundukları, gaybıbildikleri, bir kısmının ölmeyip gözden uzaklaştıkları ve tekrar dönecekleri(rec‘at),haramı helal, helali de haram sayma ve ibadetlerin farziyetinikaldırma (ibâha) ,Allah’ın bir şeyi bilmezken dahasonra bilmesi (hudûsü’l-ilm),bir şeyin iyi yahut kötü olarak ortayaçıkacağını bildirmişken aksinin zuhur etmesi (bedâ) olarak adlandırılır. Doğru cevap E seçeneğidir.
Aşağıdakilerden hangisi Eş'ariyye mezhebinin kurucusu olan Ebu'l Hasan el-Eş'ari'ye ait bir eserdir?
Makalatü'l İslamiyyin Eş'ariyye mezhebinin kurucusu olan Ebu'l Hasan el-Eş'ari'ye ait bir eserdir. Doğru cevap D'dir.
Eski doktrine, yani Muhammed B. İsmail’in kıyamete yakın mehdî olarak döneceği görüşüne bağlı olanlar Karmatîler’dir. Yukarıda yer alan diğer şıklarda yer alanlar ise daha sonra ortaya çıkmıştır.
Hariciler Hz. Ali’yi kötülemek için ayetlerden deliller getirmeye çalışırken, Şiiler de yine onu ve diğer imamların üstünlüğünü ortaya koymak için Kur’an ayetlerine müracaat etmişlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi muhalifleri tarafından Ehl-i Sünnete verilen yergi isimlerinde birisi değildir?
Hariciyye, muhalifleri tarafından Ehl-i Sünnete verilen yergi isimlerinde birisi değildir. Doğru cevap E'dir.
İsmâiliyye mezhebinin en önemli kolu aşağıdakilerden hangisidir?
111
Süreç içerisinde varlığını sürdürebilen tek Harici fırka aşağıdakilerden hangisidir?
Süreç içerisinde varlığını sürdürebilen tek Harici fırka İbadiyye fırkasıdır.
Şiî fırkalar arasında Ehl-i Sünnet olarak adlandırılan gruplara/mezheplere en yakın olan ve diğer Şiî grupların/mezheplerin aksine, ilk üç halifeyi kabul eden grup/mezhep aşağıdakilerden hangisidir?
Şii gruplardan olan Zeydiyye Ehl-i Sünnet olarak adlandırılan gruplara/mezheplere şii gruplar arasında en yakın olanıdır ve diğer Şiî grupların/mezheplerin aksine, ilk üç halifeyi kabul etmektedirler.
Selefiyye’nin klasik kelam kaynaklarında rast-lanan inanç esaslarını ortaya koymada takip ettikleri metodik prensipleri; tasdik (Kur’ân ve Sünnet’te yer alan Allah’ın isim ve sıfatlarını olduğu gibi kabul etmek), takdis (Allah’ı, layık olmadığı isim ve sıfatlardan tenzih etmek), aczi itiraf (müteşabihâtın bilinmesinde aczin ifade edilmesi), sükut (cahilin müteşabihât hakkında soru sormaması, âlimin de bu çeşit sorulara cevap vermemesi), imsak (mütaşabih ayetleri tevilden çekinmek) keff (itikaden şüpheli meseleleri kalben düşünmekten dahi çekinmek) ve marifet ehline teslim (müteşâbihât hakkında Nebî ve ashâbının açıklamalarına tabi olmak) şeklinde ortaya koymak mümkündür.
Ümeyye ailesine mensup halifenin icraatlarındaki zaaflar nedeniyle siyasî anlamda Şîa’nın gelişmesine zemin oluşmuştur. Şîa’nın siyasî anlamda gelişmesine neden olan birçok olayın gerçekleştiği dönemin Ümeyye ailesine mensup halifesi aşağıdakilerden hangisidir?
Hz. Osman devrinde (23-35/644-656); halifenin yaşlılığı, icraatındaki bazı zaaflar, Ümeyye ailesine mensubiyeti dolayısıyla valilik ve memuriyetlere yakınlarını tayin etmesi, onları kontrol edememesi, yaptıkları yanlış işlere göz yumması, kendilerine ölçüyü aşan ihsanlarda bulunması, Emevîler’in idare ettikleri yerlerin ahalisine kötü davranmaları, sonuçta halk arasında Hz. Osman ve çevresine karşı husumet oluşmasına ve siyasî anlamda Şîa’nın gelişmesine zemin hazırlamıştır.
Ezidilik islamiyetin doğuşu döneminde bölge bulunan inançlardan biri değildir . Bölgede dini açıdan Yahudilik, Hıristiyanlık, Mecusilik ve Putperestlik hâkim inanma biçimleriydi.
I. Hz. Ebubekir
II. Hz. Ömer
III. Hz. Osman
IV. Hz. Ali
Yukarıdaki halifelerden hangisi ya da hangileri Hariciler tarafından şehid edilmiştir?
Hz. Ali 21 Ramazan 40 (28 Ocak 661) tarihinde Hariciler tarafından şehid edilmiştir.
Neo-Platonist ve Gnostik düşünme biçimi ve fikirler hangi mezhep aracılığıyla İslâm düşüncesine taşındı?
Neo-Platonist ve Gnostik düşünme biçimi ve fikirler İsmailîlik aracılığıyla İslâm düşüncesine taşındı.
Şîa, Arapça’da “ş-y-‘a” kökünden gelen bir kelime olup taraftar, yardımcı, partizan, destekleyen ve bir konuda bir araya gelen anlamlarında kullanılmaktadır.
Yezid b. Muaviye’nin ölümünü takiben, Ali’nin Medâin valisi Sa‘d b. Mesud’un yeğeni Muhtar b. Ebî Ubeyd es-Sakafî, Kufe Şiîlerinin liderliğine soyunarak, Hüseyin’in öldürülmesinde dahli bulunan tüm insanlardan intikam alacağı sözünü verdi. Muhtar’ın taraftarları, Hüseyin’in katlinde sorumluluğu olanları arayıp bulmak ve öldürmek suretiyle Kerbela’nın intikamını aldılar. Hatta onlar, Hâzir ırmağı yakınında bir Emevî ordusunu mağlup ederek, Kerbela faciasının sorumlusu Irak valisi Ubeydullah b. Ziyâd’ı öldürdüler. Fakat Muhtar, 67/687 yılında Musab b. Zübeyr tarafından bozguna uğratıldı ve altı-sekiz bin kadar taraftarıyla birlikte öldürüldü.
Aşağıdakilerden hangisi Sünni kelimesinin anlamını ifade etmektedir?
Ehl-i Sünnet'e mensup olanlara Sünni adı verilmektedir. Doğru cevap C'dir.
Dinin temel esaslarını kabul etmekle beraber bu esasların mahiyeti üzerinde alternatif düşünceler üretmek şeklinde açıklanan terim aşağıdakilerden hangisidir?
İhtilaf, dinin temel esaslarını kabul etmekle beraber bu esasların mahiyeti üzerinde alternatif düşünceler üretmek şeklinde anlaşılabilir. Müslümanlar arasında ihtilafa yol açan bir mesele, onlar arasında karşılıklı nefret ve ayrılık vesilesi olmuyorsa, yani tefrikaya yol açmıyorsa, bu çeşit ihtilaflar hoş görülebilir, hatta İslâmiyet içerisinde bir zenginlik sayılabilir.
Ebu Hanife, amelin imanın zorunlu bir parçası olmadığı noktasında aşağıdaki mezheplerden hangisi ile aynı görüştedir?
Ebu Hanife, amelin imanın zorunlu bir parçası olmadığı noktasında mezheplerden Mürcie ile aynı görüştedir.
“Şîa özellikle Ali’ye tabi olanlardır. Onlar, ister açık ister gizli olsun, nass ve vasiyetle onun imamlık ve halifeliğini ileri sürmüşlerdir. İnançlarına göre imamlık, onun oğulları dışına çıkamaz” diye Şîa ‘yı tarif eden âlim aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap; Ehl-i Sünnet ve Şîa mensubu âlimlerin Şîa’nın lafız ve terim anlamlarıyla ilgili açıklamalarını, Şîa’nın ne zaman ortaya çıktığı sorusuna cevap vermeden ve siyasi ve dini Şiîliği birbirinden ayırt etmeden anlayabilmek mümkün değildir. Sünnî âlimlerin tariflerinden yola çıkacak olursak, mesela Eş’arî (ö. 324/934) Şîa’yı, “onlara Ali’ye taraftar oldukları ve onu, Resûlüllah’ın öteki sahabîlerinin önüne geçirdikleri için Şîa denmiştir” (Eş’arî, Makâlât, s. 5) ifadesiyle tarif etmektedir. Şehristanî (ö. 548/1153) de, “Şîa özellikle Ali’ye tabi olanlardır. Onlar, ister açık ister gizli olsun, nass ve vasiyetle onun imamlık ve halifeliğini ileri sürmüşlerdir. İnançlarına göre imamlık, onun oğulları dışına çıkamaz” demektedir (Şehristanî, 1961, I, s. 146). Daha açık bir tarif, İbn Hazm (ö. 456/1063) tarafından verilmektedir. Ona göre, “Ali’nin Resûlüllah’tan sonra insanların en üstünü, imamette en fazla hak sahibi olduğunu ve ondan sonra da oğulları olduğunu kabul eden kimse, Müslümanlar’ın bu hususlar dışında ihtilaf ettikleri birtakım meselelerde onlara karşı çıksa bile bir Şiî’dir. Ancak sözünü ettiğimiz hususlarda onlara karşı çıkarsa, o kimse, Şiî değildir”. Sonuçta Şîa ismi, diğer gruplardan farklı olarak, özellikle imâmet konusunda kendine özgü düşünceleri olan bir fırkanın özel ismi olmuştur.