Kelam'A Giriş
Deneme Ara Sınavı 11
1.

Kelam ilmin tarifindeki “Allah’ın sıfatları”ndaki maksat aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: "B" Bu mutlak varlığa ait olan, dolayısıyla benzerleri hiçbir varlıkta bulunmayan vasıflarıdır
Soru Açıklaması

Kelam ilmin Bu tarifinde yer alan Allah’ın zatından maksat, O’nun başka hiçbir varlığa benzemeyen, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, varlığı zatından olan, ezelî ve ebedî mutlak varlığıdır. Allah’ın sıfatlarından maksat ise bu mutlak varlığa ait olan, dolayısıyla benzerleri hiçbir varlıkta bulunmayan vasıflarıdır. Yaratılmışlardan maksat da yer ve gök başta olmak üzere, görünür-görünmez bu âlemde ve öte dünyada (âhirette) tamamı Allah tarafından yaratılmış ve yaratılacak ne kadar varlık var ise bunların hepsidir.

2.

eşya hakkında düşünme ve bu yolla henüz bilgisine ulaşılamamış şeylerin bilgisine ulaşmak amacıyla zihinde önceden var olan bilgileri düzenlemek, bir araya getirmek ve böylece bir sonuca ulaşmak çabasına verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?

Doğru Cevap: "D" nazar ve istidlal ilmi
Soru Açıklaması

soruda verilen tanımın cevabı nazar ve istidlal ilmidir.

3.

Cehmiyye fırkasının kurucusu kimdir?

Doğru Cevap: "E" Cehm b. Safvân
Soru Açıklaması

Cehm b. Safvân es-Semerkandî et-Tirmizî (ö. 128/745-46) ilk kelâmcılardandır. Cehmiyye fırkasının kurucusudur.

4.
Ehl-i sünnet’e göre, kendisinden sonra kimin halife olacağına dair Hz. Pey- gamber bir belirlemede bulunmamıştır. Dolayısıyla halifenin belirlenmesi seçimle gerçekleştirilir. Onun için Ashab istişare sonucunda Hz. Ebu^ Be- kir’i halife seçmiştir. S¸i^a’ya göre halifelik meselesi insanların seçimine bırakılabilecek bir iş de-ğildir. Halife nasla belirlenir. Hz. Peygamber Hz. Ali’yi kendisinden son- ra yerine halife olarak tayin etmiştir. Harici^lerin bu konu hakkındaki görüşleri Ehl-i sünnet ile aynıdır. Onlara göre de halifenin belirlenmesinde esas olan seçimdir.

Halife ile ilgili görüşlerden hangisi veya hangileri doğrudur?

Doğru Cevap: "E" I, II ve III
Soru Açıklaması

Her üç görüş doğru olarak verilmiştir. 

5.
akli ilimler nakli ilimler  keşfi ilimler

hangisi veya hangileri kelamın kaynağını doğru şekilde verir?

Doğru Cevap: "C" I ve II
Soru Açıklaması

Kelamın kaynağı hem akli hem de nakli ilimlerdir. kelamın felsefeden farklarından birisi de sadece akli ilimler değil nakli ilimlerin de kendi kaynağını teşkil etmesi yönüdür. 

6.

Aşağıdakilerden hangisi Mu‘tezile’nin görüşlerinden biri değildir?

Doğru Cevap: "A" Katil tarafından öldürülen birisi kendi eceliyle ölmüştür.
Soru Açıklaması

Mu‘tezile göre katil tarafından öldürülen birisi kendi eceliyle ölmemiştir. Bilakis ecelinden önce öldürülmüştür

7.

Aşağıdakilerden hangisi “kırtas”ın kelime anlamıdır?

Doğru Cevap: "A" Kağıt
Soru Açıklaması

Arapça bir isim olarak “kırtas” kâğıt demektir. Onun için kâğıt, kalem gibi yazı malzemelerini satan yere kırtasiye denir.

8.

Risâle fî istihsânu’l-havd fi imi’l-kelâm adlı eserin yazarı kimdir?

Doğru Cevap: "B" Ebû’l- Hasan el-Eş‘arî
Soru Açıklaması

Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî, Risâle fî istihsânu’l-havd fi imi’l-kelâm adlı eseri ortaya koymuştur.

9.

“Dinin aslını, esasını oluşturan, dinin amel, ahlâk gibi diğer unsurlarının kendisi üzerine bina edildiği temel, yani imana, itikada taalluk eden konulardır. Kelâm ilmi, dinin aslını oluşturan akîdeyi, temel inanç ilkelerini kendisine konu edindiği için bu isimle adlandırılmıştır.” İfadesi kelamın isimlerinden hangisini anlatmaktadır?

Doğru Cevap: "E" Usulü’d-din
Soru Açıklaması

Usûl, asıl kelimesinin çoğuludur. Asıl kelimesi lügatte; kök, esas, temel, kaynak, başlangıç yeri, belli başlı, en mühim, en önemli, gerçek ve hakîkat, bir şeyin üzerine bina edildiği temel anlamına gelmektedir. Usûlü’d-dîn ise, dinin aslını, esasını oluşturan, dinin amel, ahlâk gibi diğer unsurlarının kendisi üzerine bina edildiği temel, yani imana, itikada taalluk eden konulardır. Kelâm ilmi, dinin aslını oluşturan akîdeyi, temel inanç ilkelerini kendisine konu edindiği için bu isimle adlandırılmıştır.

10.

Ebû’l-Yüsr el-Pezdevî’nin yazdığı Matüridilik ekolünün gelişmesine katkı sağladığı eseri hangisidir?

Doğru Cevap: "D" Usûlü’d-dîn
Soru Açıklaması

Rüstüfağnî İrşâdu’l- muhtedî. Mâtürîdî’nin Kitâbu’t-tevhîd ve Tevilâtu’l-Kur’ân. Mevzuatul ulüm Taşköprülüzade Ahmed Efendi . Ebû’l-Yüsr el-Pezdevî’nin yazdığı Usûlü’d-dîn adlı eseri ile Mâtürîdî ekolünün gelişmesinde önemli katkılarda bulunmuştur.

11.

Aşağıdakilerden hangisi İslam dininin inanç ilkeleri içerisinde yer almaz?

Doğru Cevap: "D" Dünya hayatı
Soru Açıklaması

İslâm dininin inanç ilkeleri; tevhîd ekseninde olmak üzere Allah inancı, O’nun varlığı, birliği, sıfatları, melekler, ilahî kitaplar, peygamberler, âhiret hayatı, kader ve kaza konularıdır.

12.
I. Allah, ahirette müminler tarafından görülecektir.II. Allah, arşa istiva etmiştir.III. Kadınlardan peygamber gönderilmemiştir.IV. Büyük günah işleyen kimse münafıktır. V. İnsanlar, fiillerinde özgür iradeye sahip değillerdir.Yukarıdaki görüşlerden hangisi/hangileri Hasan-ı Basrî’ye aittir?
Doğru Cevap: "E" I-II-III-IV
Soru Açıklaması
Hasan-ı Basrî’nin itikadî görüşlerini şöylece özetlemek mümkündür: 1. Ulûhiyyet: Allah Teâlâ’nın kemal sıfatları vardır, onlarla nitelendir. AllahTeâlâ ahirette müminler tarafından görülecektir.2. Kader: Hasan-ı Basrî, Emevî idaresinin, siyasî iktidar ve icraatlarınımeşrulaştırmak için bunların ilâhî irade doğrultusunda gerçekleştiğiniiddia etmeleri karşısında öğrencileriyle birlikte mücadele vererek kullarınkendi iradeleriyle yapmış olduğu fiillerin ilâhî takdirin zorlayıcı tesirialtında gerçekleşmediğini savunmuştur. Hasan-ı Basrî, Emevî halifesi Abdülmelik b. Mervan’a yazdığı kazakader içerikli mektupta, Selefin inancına aykırı olarak ortaya çıkan cebir telakkisini eleştirmektedir. Mektuba bakıldığında Mu‘tezile’nin kaderkonusunda muvafık kaldığı bir içeriğe sahip olduğu görülür. Hasan-ı Basrî hakkında yapılan yeni araştırmalarda onun kader konusunda Mu‘tezile ile aynı görüşleri paylaşmadığı; bilakis, kaderin işlenen günahlar için bir mazeret olarak ileri sürülemeyeceğini vurguladığı belirtilmektedir. Bu açıdan bakıldığında bu görüşlerinin Ehl-i Sünnet anlayışıyla bağdaştığı söylenebilir.Sonuç olarak Kader Risâlesi’nde, insanın irade ve sorumluluğunu tamamen kaldıran kader anlayışı tenkit edilmektedir. Bu görüşünden dolayı Hasan-ı Basrî’nin kader konusunda Mu‘tezile ile aynı fikirde olması gerekmemektedir.Risalenin, Ehl-i Sünnet’te bulunmayan katı cebir anlayışına karşı yazıldığını söylemek daha isabetli gözükmektedir. 3. Peygamberlik: Kadınlardan peygamber gönderilmemiştir. Hz. Peygamber’in isrâ ve mi’racı bedenen değil ruhen gerçekleşmiştir.4. Âhiret: Hz. İsa, kıyametin kopmasından önce canlı olarak bulunduğu gökten inecek ve herkes ona iman edecektir. Kalbinde iman bulunup dagünahlarının cezasını çekmek üzere cehenneme giren kimseler ilâhî şefaat sayesinde oradan çıkacaklardır. Ergenlik çağına girmeden ölen kâfir çocukları cehenneme girmeyecektir.5. İman-Amel İlişkisi: Hasan-ı Basrî, gerçek imanın kişiyi dinin buyruklarınaitaat etmeye sevk ettiğini belirtmektedir. Amelsiz imanın bir değeriyoktur. Bu sebeple iman artar ve eksilir. Büyük günah (kebire) işleyen kimse münafıktır. Ancak buradaki “münafık” kelimesini gerçekte kâfir anlamına dinî manada değil sözlük anlamında değerlendirmek gerektiği belirtilmektedir. Nitekim Hasan-ı Basrî’nin büyük günah işleyeni mümin olarak kabul ettiğini nakledenler de olmuştur.
13.

Ehl-i Sünnet kelâmının kurulmasına zemin hazırlamış müctehid kimdir?

Doğru Cevap: "A" Ebû Hanîfe
Soru Açıklaması

Ebû Hanîfe, fıkıh ilmindeki öncülüğünün yanı sıra kelâm (akaid/elfıkhu’l-ekber) ilmiyle de uğraşmış, bu ilmin temel konularını düzenleyerek ve dönemindeki inkârcı ve bid’atçılarla münakaşalar yapmış, Ehl-i Sünnet kelâmının kurulmasına zemin hazırlamıştır.

14.
I. Ma’bed el-Cühenî II. Gaylân edDımaşkî III. Ebû HanîfeIV. Cehm b. SafvânV. Ahmed b. Hanbel Yukarıdakilerinden hangisi-hangileri İslam coğrafyasının genişlemesine paralel olarak ortaya çıkan fikrî gelişmelere paralel olarak kaderin olmadığı, ezelde kulların fillerinin belirlenmediği fikrini toplumda yüksek sesle ilk ortaya atan kelamcılardandır?
Doğru Cevap: "A" I-II
Soru Açıklaması
İslam coğrafyasının genişlemesine paralel olarak bir takım fikrî gelişmeler meydana gelmiştir. Bu gelişmeler içerisinde kaza ve kader meselesi de vardır. Kaderin olmadığı, ezelde kulların fillerinin belirlenmediği fikrini toplumda yüksek sesle ilk ortaya atanın Ma’bed el-Cühenî’dir (80/699). Gaylân edDımaşkî (ö. 120/738 civarı) de bu konuda benzer fikirleri savunmuştur. Bu konuda önemli olan husus, iki şahsın kader konusunda müslümanlar arasında ilk defa konuşanlar olmaları, kaderi inkâr ederek insanı fillerinde hür kabul etmeleri ve insanı kudret sahibi olarak görmeleridir. Bu iki zatın kader ile ilgili görüşleri Kaderiyye mezhebinin aslını teşkil etmiş, bu görüşü benimseyenlere kaderî denilmiştir.
15.

Vasıl b. Ata,aşağıdaki mezheplerden hangisinin kurucusudur?

Doğru Cevap: "A" Mu’ tezile
Soru Açıklaması

Mu‘tezile’nin ilk defa, Basra’da Vâsıl b. Ata’nın (ö. 131/748) Hasan-ı Basrî’nin (ö.110/728) ders halkasından ayrılmasıyla oluşmaya başladığıdır.

16.
Aşağıdakilerden hangisi kela^m ilminin amaçlarından biri değildir?
Doğru Cevap: "D" Dinin ameli^ yönüne dair emir ve yasakları yorumlamak
Soru Açıklaması
Kelâm ilmi, aklî ve naklî delillere dayanarak İslam inançları ile ilgili ortaya çıkabilecek şüpheleri ortadan kaldırmaya ve anılan inanç ilkelerini açıklamaya ve ispat etmeye çalışab bir ilimdir. Dolayısıyla dinin ameli yönüne dair emir ve yasaklarla ilgilenmez. Dolayısıyla dğru cevap D şıkkıdır.
17.

I. El-Âlim ve’l-müteallim II. El-Fıkhu’l-ekber III. El-Fıkhu’l-ebsat IV. Er-Risâle V. El-Vasıyye Yukarıda adı geçen risalelerinden hangileri Ebû Hanîfe’nin talebeleri tarafından onun görüşlerini nakletmek için hazırlanmıştır?

Doğru Cevap: "A" Hepsi
Soru Açıklaması

Ebû Hanîfe’nin itikadî görüşlerinden özellikle, Ebû Yûsuf, Ebû Mutî el-Belhî ve Ebû Mukâtil es-Semerkandî gibi talebeleri tarafından yazılıp nakledilen el-Âlim ve’l-müteallim, el-Fıkhu’l-ekber, el-Fıkhu’l-ebsat, er-Risâle, el-Vasıyye adlı beş akaid risalesi aracılığıyla haberdar oluyoruz.

18.

Aşağıdakilerden hangisi Mu‘tezile ekolünün özelliklerindne biri değildir?

Doğru Cevap: "D" Ehl-i Sünnet ile ciddi anlamda ihtilafları bulunmaktadır ve bu sebeple Mu‘tezile, Sünni kelâma tesir edememiştir.
Soru Açıklaması

Ehl-i Sünnet ile ciddi anlamda ihtilafları olsa da Mu‘tezile, pek çok açı- dan Sünni kelâma tesir etmiştir. Kelâm metodunun kullanılmasında, ilahî sıfatlar, kesb, cüz-i lâ yetecezzâ, te’vîl ve hudûs gibi konuların işlen- mesinde Mu‘tezile’nin Ehl-i Sünnet kelâmına tesiri olmuştur.

19.

“Allah’ın varlığı, birliği, sıfatları ve fiilleri, yani yaratıp var etmesi ve tüm varlık âlemiyle ilişkisi konu edilmesi” açıklaması aşağıdakilerden hangi terime aittir?

Doğru Cevap: "A" İlahiyat
Soru Açıklaması

İlâhiyât denince bu başlık altında öncelikle Allah’ın varlığı, birliği, sıfatları ve fiilleri, yani yaratıp var etmesi ve tüm varlık âlemiyle ilişkisi konu edinilir. Nübüvvat vahiy ile ilgili konuları, semiyyat ise melek, cin şeytan gibi görünmeyen varlıklar ve diğer hayat, ahiret gibi konuları kapsamaktadır.

20.
I. Allah’ın zâtî ve fiilî sıfatları vardır.II. Kur’ân mahlûk değildir.III. Büyük günah işlemek kişiyi dinden çıkarmaz.IV. İman artmaz ve eksilmez. V. Allah’ın vech ve yed gibi sıfatları te’vil edilmelidir.Yukarıdaki ifadelerdeki görüşlerden hangisi/hangileri Ebû Hanîfe’ye aittir?
Doğru Cevap: "D" I-II-III-IV
Soru Açıklaması
Ebû Hanîfe’nin akâid konularındaki görüşleri ana hatlarıyla şöyledir:1. Ulûhiyet: Allah Teâlâ her şeyin yaratıcısıdır. Her insan, mahlûkat üzerinde düşünerek Allah’ın var olduğunu idrak edebilir. Bundan dolayı dinî bir davetle karşılaşmasa bile yetişkin ve akıllı her insan, Allah’a inanmakla mükelleftir. Allah’ın ilim, irade, hayat, kudret, kelâm, sem’, basar gibi zatî; yaratma, rızık verme, diriltme, öldürme gibi fiilî sıfatları vardır. Akıl yürütmek suretiyle Allah’a isim ve sıfat nisbet edilemez; O sadece zatına nisbet ettiği isim ve sıfatlarla nitelendirilebilir.Allah’ın sıfatları zatından ayrı düşünülemez. O’nun bütün isim ve sıfatlarıezelî olup hiçbiri hâdis değildir. Allah’ın fiilî sıfatları ezelî olmakla birliktebu sıfatların teallukuyla meydana gelenler (meful) hâdistir. Allah Teâlâ, sayı itibariyle değil eşi ve benzeri bulunmaması itibariyle birdir. Allah Teâlâ, zat ve sıfatları itibariyle yaratıklara ve sıfatlarına aslabenzemez. Nasslarda Allah’a isnad edilen yed, nefs, vech, nüzul gibi sıfatların keyfiyeti bilinemez. Bu sıfatlara nasıl oldukları ve ne anlama geldikleri bilinmeksizin öylece iman edilir. Bunların te’vil de yapılamaz.2. Halku’l-Kur’ân: Ebû Hanîfe’ye göre Kur’ân, Allah kelâmı olup mahlûkdeğildir, fakat Kur’ân’ı telaffuz edişimiz ve onu yazışımız mahlûktur.Bununla birlikte Allah’ın kelâmı olan Kur’ân mahlûk değildir.3. Kader: Kâinatta meydana gelen her şey Allah’ın takdiri ve kazasına göre cereyan eder. Zira Kur’ân ve hadîslerde her şeyin yaratılmadan önceyazıldığı ve meydana gelen şeylerin bu yazıya göre gerçekleştiği açıkçabelirtilmiştir. Allah Teâlâ, hayır olsun ve şer olsun vuku bulacak her şeyi ezelî ilmiyle bilmiş ve ilmine göre vasfederek levh-i mahfuza yazmıştır. Bununla beraber O, müminleri imana, kâfirleri de küfre zorlamamış, herkese fiillerini iradeleriyle gerçekleştirme imkânı vermiştir. Zira Allah, herkesin kaderini, kendi iradeleriyle gerçekleştirecekleri şekilde yazmıştır. Bundan dolayı kişi annesinden mümin veya kâfir (mutlu veya bedbaht) olarak doğmaz; kendi irade ve kudretiyle mümin iken kâfir, kâfir iken mümin olabilir. Kullarda fiillerini serbestçe yapabilme iradesi vardır; kul fiil yapmayı diler ve onu gerçekleştirir. Bununla birlikte kulun fiillerini yok iken varlık alanına çıkaran, onları yaratan Allah’tır. Kula, fiillerinin yaratıcısı vasfını vermek doğru değildir.Allah, kulun fiilinin halıkı, kul ise gücünü hayır veya şer yönünde kullanmakla fiilinin kâsibidir; Allah yaratandır, kul ise kendi iradesiyle yaptığı fiilinin iyi ya da kötü sorumluluğu üstlenendir.4. Peygamberlik: Peygamberlerin gösterdikleri mucizeler de haktır. Hz.Peygamberin ayın yarılması (inşikâku’l-kamer) ve mi’rac mucizesi haktır,gerçektir. Peygamberler şirkten, büyük ve küçük günahlardan korunmuştur. Ancak onların küçük hatalar (zelle) işlemeleri mümkündür. Bütün peygamberlerin getirdiği dinler tevhid esasına dayanır; peygamberlerin getirdiği dinlerde inanç esasları değişmez. Bununla birlikte fer’î hükümlerde (şeriat) farklılıklar olabilmiştir.Allah’a inandığı halde Hz. Peygamber’in nübüvvetini benimsemeyenkimse Allah’a da iman etmiş sayılmaz. Çünkü ona iman etmek Allah’ın emirlerinden biridir (bk. en-Nisâ 4/65). Dolayısıyla Allah’a iman eden herkesin Hz. Muhammed’in nübüvvetini de kabul etmesi gerekir.5. Ahiret: Kabir azabı haktır, gerçektir. İnsanların ölümden sonra diriltilmeleri ve amellerinin tartılması haktır. Müminlerin günahları sebebiyle âhirette tâbi tutulacakları muamele ise Allah’a kalmıştır. O, dilerse affeder, dilerse azaba uğratır. Sadece peygamberlerin ve naslarda haklarında açıklama bulunan kimseler doğrudan cennete gireceklerdir. Allah Teâlâ, dilediği şekilde ve keyfiyeti bizce bilinmeyen bir tarzda müminler tarafından cennette görülecektir.6. İman-Amel İlişkisi: Ebû Hanîfe’ye bir insanda imanın gerçekleşmesi içinonun şüpheden arınmış kesin bilgiye sahip olmasının yanı sıra bu bilginindoğruluğunu kesin olarak tasdik etmesi ve bu kararını sözlü olarakaçıklaması gerekir. İman için bunların hiçbiri tek başına yeterli değildir.Aksi halde kalben tasdik etmedikleri halde inandıklarını söyleyen münafıkların ve Hz. Muhammed’in gerçek peygamber olduğunu bilmelerine rağmen nübüvvetini tasdik etmeyen Ehl-i kitap’ın mümin sayılması gerekir.
TEST BİTTİ.
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.