Mu’ tezile sözlük anlamı olarak hangi anlama gelmektedir?
“Mu‘tezile” kelimesi, sözlük anlamı itibariyle “ayrılanlar”, “uzaklaşanlar”, “bir köşeye çekilenler” gibi anlamlara gelmektedir.
Kelam ilminin dayandığı ve konusunu oluşturan usûl-i selâse aşağıdakilerden hangisidir?
Kelâm ilminin konusu, Kur’an ve vahyin bütünüdür ve dolayısıyla o bütünlüğün şifreleri olan altı iman esasıdır. Ancak, geleneğimizde bu altı esasın bazıları diğerinin içinde var kabul edilip, indirgeme yapılarak daha kısa şekilde üç esas (usûl-i selâse) olarak ifade olunur ki bunlar; Allah’a, peygamberlere ve Âhirete imandır. Kelâm ilminde ıstılahlaşmış haliyle bu üç esas kaynaklarımızda ilâhiyyât, nübüvvât ve semiyyât şeklinde ifade edilir. İşte buradan hareketle kelâm ilmi; Allah’ın zatından, sıfatlarından; peygamberliğe ait meselelerden; dünya ve ahiret (mebde ve meâd) bakımından yaratılmışların hallerinden İslâm ilke ve esaslarına göre bahseden ilimdir diye tarif edilmiştir.
felsefi eserlerin hilafet kurumunun himayesinde belli bir kurumun çatısı altında ve sistemli şekilde tercüme edilmesi hangi halife zamanında olmuştur?
Felsefi^ anlamda ilk tercüme, halife Mansu^r döneminde yapılmış olsa da sistemli şekilde tercüme faaliyeti Halife Me'mun zamanında başlamıştır.
Matüridilik hangi kentte ortaya çıkmıştır?
Mâtürîdîlik, dönemin hilâfet merkezi olan Bağdat’ın nispeten uzağında Mâverâünnehir bölgesinin Semerkant kentinde ortaya çıkmıştır.
Bir kişiyi öldüren kişinin kafir yerine günahkar olduğunu söyleyen mezhep aşağıdaki seçeneklerin hangisinde yer verilmiştir?
Mu‘tezile ekolü bu konuda el-menziletu beyne’l- menzileteyn görüşünü savunurken Ehl-i sünnet bir bütün olarak büyük günah işleyen kimsenin kafir değil, günahkar Müslüman olduğunu bu dünyada işlediği günahtan dolayı kendisine kafir muamelesi yapılamayacağını söylemişlerdir.
Eş‘arîler ile Mâtürîdîler aşağıdakilerden hangisi açısından birbirinden ayrılmazlar?
Eş‘arîler ile Mâtürîdîler arasında ortak bir çok görüş olduğu gibi birbirinden farklı görüşleri ve yaklaşım biçimleri de vardır. Kimileri aradaki farkları 50’ye çıkarırken kimileri bunları 13’e, kimileri de sekize kadar indirmişlerdir. Dolayısıyla kimilerinin fark olarak gördüklerini başkaları fark olarak görmemişlerdir. Esasen Eş‘arî ekole mensup iki âlimin görüşleri de karşılaş- tırılırsa bu kadar bir fark çıkabilir. Dolayısıyla bu farkları problem edinmemek hatta bunları bir zenginlik ve rahmet olarak görmek gerekir. Bu farklılıklar şöyledir: Cüz’i İrade, Tekvîn, Güç yetirilemeyenin teklif edilmesi, Nübüvvet, Sebep ve hikmet, İbadet mükellefiyeti, İrtidat ve Ümitsizlik halinde yani son nefeste tövbe. Büyük günahlar bu görüşler arasında belirtilmemiştir.
Aşağıdakilerden hangisi Ebû Hanîfe’nin akaid alanında görüşlerinden faydalandığı kişilerden değildir?
Ebû Hanîfe’nin akaid alanında görüşlerinden faydalandığı kişilerin başında Hz. Ali gelmektedir. Ayrıca Ebû Hanîfe Zeyd b. Ali, Muhammed el-Bakır ve Ca’fer es-Sâdık Ehl-i beyt alimlerinden akaid konularında istifade etmiş; sahabeden özellikle Abdullah b. Mes’ûd; tabiûndan Hasan-ı Basrî, Atâ b. Ebî Rebâh, Sa‘îd b. Müseyyeb ve Ömer b. Abdülazîz gibi âlimlerin görüşleri kendisinin akaidle ilgili düşüncelerine şekil vermiştir.
Ehli sünnet ile Şia’nın ne tür bir konuda birbirlerinden farklı görüş bildirdikleri aşağıdaki seçeneklerin hangisinde bulunmaktadır?
Hilâfetin Hz. Ali ve çocuklarına tahsis edilmesi ve ilk üç halifenin hilâfe- tinin tartışmalı hale getirilmesi konusunda Ehl-i sünnet, S¸ia’dan ayrılmıştır.
Kelâmın kurucusu olan ekol hangisidir?
Mu‘tezile, hicrî II. asrın başlarında Basra’da ortaya çıkan, kendisine ait özel görüşleri olan ve Kelâmın kurucusu olarak kabul edilen bir ekoldür
Aşağıdaki kelamcılardan hangisi/hangileri Ebu Hanife’ nin çağdaşları arasında yer alan ve farklı görüşleri savunan kelamcılardandır?I. S¸eytânüttâk II. Vâsıl b. Atâ III. Cehm b. Safvân
Ebû Hanîfe’nin çağdaşları arasında Ca‘d b. Dirhem, Cehm b. Safvân, Vâsıl b. Atâ, Amr b. Ubeyd ve S¸eytânüttâk gibi farklı görüşleri savunan ilk kelâmcılar yer alır.
Aşağıdakilerden hangisi kelam ve felsefenin ortak yanlarındandır?
Kelâm ilmi ile felsefe, konuları itibariyle sıkı bir münasebet içindedirler. Çünkü her ikisi de başlangıcı ve sonucu itibariyle varlığı, onun mahiyetini, nedenini ve niçinini araştırırlar.
Ehl-i sünnet, Râfizîleri reddederek hangi konuda konusunda kendisini ayrıştırmıştır?
Ehl-i sünnet, Râfizîleri reddetmekle imamet konusunda, Kaderîleri reddetmekle kader ve insan fiilleri konusunda, Hâricîleri reddetmekle de büyük günah meselesinde bu gruplardan kendisini ayrıştırmıştır.
Kelâm ilmi, tarihi süreç içerisinde çeşitli safhalar geçirmiş ve farklı isimlerle anılmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu isimler içerisinde yer almaz.
el-Fıkhu’l-ekber , Akâid, Tevhîd ve Usûlü’d-dîn kelimeleri Kelam ilminin yerine kullanılan diğer isimlerdir.
Mu’ tezile mezhebinin ilkelerinden hangisi “iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklama’’ anlamına gelmektedir?
Mu‘tezile’nin beş temel esasından biri olan bu ilkeye göre “iyiliği emretmek, kötülüğü yasaklamak” her Müslümana farzdır.
Cebr düşüncesine vurgu yapan kelamcı aşağıdakilerden hangisidir?
Cehm’in, sıfatların inkârı, Kur’ân’ın yaratılmışlığı ve insan iradesini kabul etmeme (cebr) gibi düşünceleri en belirgin özelliklerini oluşturur.
İyi işler yapanların ahirette mükâfatlandırılması; kötü amelde bulunanların ahirette cezalandırılması anlamlarına gelen ve Mu‘tezile’nin beş temel ilkesinden biri olan bu tanım aşağıdakilerden hangisidir?
Va‘d iyi işler yapanların ahirette mükâfatlandırılması; va‘îd ise kötü amelde bulunanların ahirette cezalandırılması anlamlarına gelmektedir.
Eş'ari kelamının sistemleşmesi hususunda önemli katkı sunan et-Temhid eserini yazanın kim olduğu aşağıda verilen seçeneklerin hangisinde doğru bir şekilde verilmiştir?
Eş‘arî’nin vefatından sonra bu çizgiyi takip eden âlimler sayesinde Eş‘arîlik, sistemli bir kelâm ekolü haline gelmiştir. Bu ekolün en önemli simalarından birisi Bâkıllânî’dir. O, kelâm ilmine ilişkin yazdığı eserlerle Eş‘arî kelâmının sistemleşmesi hususunda önemli katkıları olmuştur. Nitekim et-Temhid adlı eserinde cevher , araz, âdet gibi kavramlarla mezhebin kozmolojiye ilişkin görüşlerini temellendirmiştir.
Ehl-i sünnet, imamet konusunda hangi gruptan kendini ayrıştırmıştır?
Ehl-i sünnet, Râfizîleri reddetmekle imamet konusunda, Kaderîleri reddetmekle kader ve insan fiilleri konusunda, Hâricîleri reddetmekle de büyük günah meselesinde bu guruplardan kendisini ayrıştırmıştır.