Kur’ân’ın resmî olarak bir cilt halinde toplanması ve çoğaltılması süreci dikkate alındığında hangi ifadenin doğru olduğu söylenebilir?
“Kur’ân’ın Toplanması ve Çoğaltılması” konusu incelendiğinde doğru cevabın "Resmî olarak bir cilt haline getirilmesi Hz. Ebû Bekir döneminde olmuştur." olduğu görülebilir.
Resûlullah (s.a.v.) vahiy aldığı esnada kendisinde görülen hallere yönelik oryantalistlerin attıkları maksatlı iftiraları çürüten delillerden değildir?
Oryantalistlerin bu tür maksatlı iftiralarını çürüten delillerden bazıları şunlardır:1. Tıbbî olarak sabittir ki saralı, nöbet esnasında idrak ve düşünme kabiliyetinitamamen kaybeder; gerek kendisinde ve gerekse çevresinde olup bitenlerden haberi olmaz. Vahiy esnasında Resûlullah ise şuur ve idrakini hiç kaybetmemiştir. 1. Ünite - Kur’ân’ın Nüzûlü ve Metinleşmesi 92. Saralı, hastalığı esnasında saçmalar. Vahiy esnasında Resûlullah’ta böyle birmenfî durum kesinlikle vâki olmamıştır.3. Saralı şiddetle titrer. Vahiy esnasında Resûlullah’ta görülen haller arasındaşiddetli titreme hali yoktur.4. Saralı, nöbetten sonra bütün uzuvlarında şiddetli bir ağrı ve bitkinlik hisseder. Bu durumuna çok üzülür. Hatta bazıları intihar etmeye bile kalkışır. Vahiyden sonra ise Resûlullah’ta bu tür olumsuzluklar asla meydana gelmemiştir. Hz.Peygamber, vahiy hali geçtikten sonra insanlığı, hem dünyevî ve hem de uhrevîhayatını düzenleyerek mutluluğa götürecek ve huzura kavuşturacak esasları ihtivâeden vahiyleri tebliğ etmişti
Kur’ân’ın nâzil olmaya başladığı gün aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Vahyin Resûlullah’a indiği günün başlangıcını şu hadisten öğreniyoruz: “Hz. Peygamber’e Pazartesi günü oruç tutma meselesi soruldu. O da cevâben şöyle dedi: Ben o gün doğdum ve bana Kur’ân o gün inmeye başladı”. Demek ki Kur’ân’ın nâzil olmaya başladığı gün Pazartesi’dir.
Hz. Peygamber’e (SAV) Vahiy hangi melek vasıtasıyla indirilmiştir?
Hz. Peygamber’e (SAV) Vahiy Cebrail.Meleği vasıtasıyla indirilmiştir.
Senedi sahîh olmayan kırâata verilen isim aşağıdakilerden hangisidir?
Senedi sahîh olmayan kırâata Şâz kırâat denir.
Süyûtî’ye göre temel kriterlerin dışında bir müfessirin kaç ilme âşina olması gerekmektedir?
Temel kriterlerin dışında Süyûtî bir müfessirin, 1. lügat, 2. nahiv, 3. sarf, 4. iştikak, 5. meânî, 6. beyân, 7. bedîî, 8. kırâat, 9. Kelâm, 10. fıkıh usûlü, 11. esbâb-ı nüzûl, 12. nâsih-mensûh, 13. fıkıh, 14. hadis, 15. mevhibe (ilham) ilmine âşina olmasını şart koşmaktadır.
I. Allah'ın Hz. Peygamber’e Kur’ân’ı tefsîr etmesini emretmesi
II. Kur’ân'da bilimsel hakikatler içeren kozmolojik âyetler bulunması
III. Kur’ân’da mecâz, kinâye, istiâre ve teşbih gibi edebî sanatların yer alması
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Kur’ân’ı tefsîr etmeyi zorunlu kılan bazı hususlardandır?
Allah'ın Hz. Peygamber’e Kur’ân’ı tefsîr etmesini emretmesi, Kur’ân'da bilimsel hakikatler içeren kozmolojik âyetler bulunması, Kur’ân’da mecâz, kinâye, istiâre ve teşbih gibi edebî sanatların yer alması Kur’ân’ı tefsîr etmeyi zorunlu kılan bazı hususlardandır.
İslâmi ilimlerde birçok önemli eserler veren Beydâvî hangi tefsîriyle asıl şöhretini kazanmıştır?
A ve B seçeneklerindeki tefsîrler Nesefî’ye aittir. C seçeneğindeki Âlûsî ait tefsîrlerden biridir. D seçeneğindeki tefsîr ise Reşid Rızâ’ye aittir. İslâmi ilimlerin hemen her alanında çok önemli eserler veren Beydâvî, asıl şöhretini E seçeneğinde adı geçen Envâru’t-Tenzîl ve Esrâru’t-Te’vîl adlı tefsîriyle kazanmıştır.
Kur’ân’a dair nakilleri bir araya toplayarak onu baştan sona tefsîr eden ilk kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Kur’ân’a dair nakilleri bir araya toplayarak onu baştan sona tefsîr eden ilk kişi Mukâtil b. Süleyman’dır. Belh şehrinde dünyaya gelen Mukâtil, Merv ve Bağdat’ta ilim tahsil etmiş, daha sonra da Basra’ya giderek ölünceye kadar (150/767) orada yaşamıştır. Selef âlimlerinden olan Ahmed b. Hanbel ve İmâm Şâfii Mukâtil’i tefsîr ilminde bir otorite kabul etmektedir.
Kur’ân’ın titizlikle toplanması sonucu oluşan Mushaf ilk önce kime teslim edilmiştir?
Kur’ân’ın titizlikle toplanması sonucu oluşan Mushaf ilk önce Hz. Ebû Bekir’e.teslim edilmiştir.
Bazı sahabiler naklin bulunmadığı yerde tefsir için neye başvurmamıştır?
Bir kısım sahâbî naklin bulunmadığı yerde kendi içtihâdlarıyla Kur’ân’ı tefsîr etme cihetine gidiyordu. Bu durumdaki sahâbîler, herhangi bir âyeti tefsîr ederken öncelikle Kur’ân’a, sonra da Resûlullah’ın sünnetine başvuruyorlar; şayet aradıklarını bu iki kaynakta bulamazlarsa, o takdirde kendi içtihadlarıyla tefsîr ediyorlardı.
Aşağıdakilerden hangisi son inen ayet konusundaki görüşlerden biridir?
En son nâzil olan âyet hakkında ise görüş ayrılığı vardır. Bu âyetler şunlardır: Maide (5) 3, Nasr (110) 1-3, Bakara (2) 278, Nisa (4) 176 ve Bakara (2) 281’dir.
İnsan, melek ve cin gibi varlıkların veya bir topluluk ya da kabilenin veyahut bir kelime ve nitelemenin Kur’ân’da açık değil de ism-i işâretler, ism-i mevsuller, zamirler, cins isimleri, belirsiz zaman zarfları ve belirsiz mekân isimleriyle zikredilmesi anlamına gelen kavram nedir?
A seçeneğindeki Mücmel, kendisinden ne kastedildiği anlaşılamayacak derecede kapalı olan âyet demektir. C seçeneğindeki Mutlak, herhangi bir lafzın anlam yönüyle kayıt altına alınmaması, bir başka kelime ya da niteleme ile belirginleştirilmesi demektir. D seçeneğindeki Müşkil, Kur’ân’ın bazı âyetleri arasında ihtilaf ve tezat gibi görünen hususlar olarak tanımlanmaktadır. E seçeneğindeki Melâhim, Harp Tarihi demektir. Yani soruda açıklaması yapılan kavram B seçeneğindeki Mübhem’dir.
“İman edip imanlarına zulüm karıştırmayanlar var ya, işte onlar korkudan emin olacaklardır, hidâyette olanlar da bunlardır” (En’am (6), 82) âyeti nazil olduğunda bu durum sahabeye ağır gelmiş, “hangimiz haksızlık yapmaktan kurtulabiliriz ki” diye endişelerini belirtmişlerdir. Peygamberimiz onlara, “siz Lokman’ın oğluna söylediği sözleri görmüyor musunuz?” diyerek“Hani Lokman oğluna nasihat ederken, evladım dedi, sakın Allah’a şirk koşma, çünkü şirk büyük bir zulümdür” (Lokman (31), 13) âyetini okumuştur. (Taberî, 2000). Böylece Peygamberimiz En’am sûresindeki zulmü, Allah’a şirk koşma olarak açıklamıştır.
Yukarıdaki örnekte Peygamberimizin uyguladığı tefsir metodu aşağıdakilerden hangisidir?
Örnekte Peygamberimiz Kuran'daki bir ayeti başka bir ayetle açıklamış ve ilişkilendirmiştir. Böylece Kuran'ı Kuran'la tefsir etmiştir. Doğru cevap D'dir.
İslam bilginlerinden hangisi “lâmestüm” şeklindeki kırâatı esas alarak söz konusu kelimenin cinsel ilişki anlamına geldiğini ve el ile dokunmanın abdesti bozmayacağını ileri sürmüştür?
E seçeneğinde adı geçen Ebû Hanîfe “lâmestüm” kelimenin cinsel ilişki anlamına geldiğini ve el ile dokunmanın abdesti bozmayacağını ileri sürmüştür.
Kur’ân bilindiği üzere belirsiz zaman aralıklarında inmiştir. Buna göre Kur’ân’ın hikmetleri düşünüldüğünde hangisinin olmayabileceği söylenebilir?
“Vahyin Hz. Peygamber’e Parça Parça İndirilmesinin Hikmetleri” konusu incelendiğinde Mekkeli müşrikler Kur’ân’ın bir bütün halinde inmesini istememişler gibi b,r durum söz konsu değildir.
Kur’ân’ın ilk defa bir cilt halinde toplanması için kurulan heyetin başkanı aşağıdakilerden hangisidir?
Kur’ân’ın ilk defa bir cilt halinde toplanması için kurulan heyetin başkanı Zeyd b. Sâbit’tir.
Kur’ân metnine yönelik tefsîr faaliyeti ilk olarak kim tarafından yapılmıştır?
Kur’ân metnine yönelik tefsîr faaliyeti hiç kuşkusuz, E seçeneğinde de belirtildiği üzere Hz. Peygamber ile başlamıştır. Çünkü Kur’ân ona vahyedilmiş ve Yüce Allah “Ey Peygamber! Sana Rabbinden gönderileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun yüklediği elçilik görevini (insanlara) ulaştırmamış olursun” (Mâide (5), 67); “Sana Kur’ân’ı gönderdik ki insanlara indirileni onlara açıklayasın” (Nahl (16), 44) âyetlerinde de belirtildiği gibi, Hz. Peygamber’e Kur’ân’ı tefsîr etme görevini vermiştir.
İslam bilginlerine göre Hz. Peygamber’in tefsîri kaç fonksiyon icra etmektedir?
İslâm bilginlerine göre Hz. Peygamber’in tefsîri, B seçeneğinde belirtildiği üzere iki fonksiyon icra etmektedir. Bunlardan birine beyân denilir ki o, Allah Resûlü’nün Kur’ânî nassları gerektiği şekilde açıklaması anlamına gelir. Diğeri de teşrî’ fonksiyonudur. Bununla da Peygamberimiz gerektiği durum ve şartlara göre hüküm koymaktadır.
Aşağıdakilerden hangisi Ebû’l-Leys es-Semerkandî’ye ait eserlerden biridir?
A seçeneğindeki “Câmiu’l-Beyân an Te’vîli Âyi’l-Kur’ân” adlı eser İbn Cerîr et-Taberî’ye aitir. B seçeneğindeki “El-Keşf ve’l-Beyân an Te’vîli’l-Kur’ân” adlı eser Ebû İshâk es- Sa’lebî’ye aittir. C seçeneğindeki “Meâlimu’t-Tenzîl” adlı eser Ebû Muhammed el-Hüseyin el-Begavî’nindir. D seçeneğindeki “Bahru’l-Ulûm” adlı eser de Alâeddîn Ali b. Yahyâ es-Semerkandî’ye ait bir tefsîrdir. E seçeneğinde adı geçen “Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm” ise Ebû’l-Leys es-Semerkandî’ye ait eserlerden biridir.