Aşağıdakilerden hangisi aslına dönmek manasındaki kelimedir?
Te’vîl kelimesi, sözlük manası itibariyle aslına dönmek anlamına gelen (أول) kökünden (تفعيل) vezninde mastar olup, döndürmek ve herhangi bir şeyi varacağı yere vardırmak demektir.
I. Ehl-i Sünnet âlimleri tarafından öne sürülmüş ve yaygınca kabul görmüştür
II. Allah, muarızlara engel olduğu için Kur’ân’ın benzeri yapılamadığını ifade eder
III. Önceki âlimlerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmiştir.
IV. Günümüz alimleri tarafından büyük ölçüde kabul görmektedir.
V. Yüce Allah’ın ulûhiyet ve rubûbiyet hikmetini zedeler niteliktedir.
Sarfe Teorisi ile ilgili yukarıdaki ifadelerden hangileri doğrudur
Bazı Mutezilî âlimlerin i’caz görüşü'ne göre Allah’ın engel olması yüzünden Kur’ân’a karşı koymaya, benzerini getirmeye yönelik teşebbüsler; başarısız olmuş, sonuçsuz kalmıştır. Ancak bu teori, âlimlerin büyük çoğunluğu tara-fından reddedilmiştir.Sarfe teorisinin bu haliyle Yüce Allah’ın ulûhiyet ve rubûbiyet hikmetini zede-lediği söylenebilir. Çünkü kullarının elinden mücadele güçlerini aldıktan sonra, “haydi gücünüz yetiyorsa Kur’ân’ın bir benzerini yapın” demesi rahmân ve rahîm olan Rabbimiz için mümkün gözükmemektedir.İslâm âlimleri sarfe teorisinin doğru olmadığına dair birtakım deliller öne sürmüşlerdir. Bu teori doğru olarak kabul edilirse; 1. Tahaddî (meydan okuma) zamanının geçmesiyle Kur’ân’ın icazının da ortadan kalkması gerekirdi. Halbu-ki Kur’ân’ın icazı halen devam etmekte ve bundan sonra da devam edecektir. 2. Kur’ân, muarazayı men etmekle acizliğe düşerdi. 3. Kur’ân değil, sarfenin/menet-menin bizzat kendisi muciz olurdu.
Kur'ana Batı metodolojilerini de kullanarak bir yorum teorisinin geliştirilmesi gerektiğini savunan Modernist İslam düşünürü aşağıdakilerden hangisidir?
Hasan Hanefi, geleneğin yorumlanmasının sadece kendi kaynaklarımızın ngördüğü metodolojilerle değil, aynı zamanda Batı kaynaklı yorum teorilerinden de yararlanmak suretiyle gerçekleştirilebileceğini düşünür. Neticede onlar da bir vahiy kaynağı ile tanışmışlardır ve problem, vahyi “yanlış” ya da “doğru yorumlama” problemidir. İşte bu noktada önemli olması gereken, bir “yorum teorisi” geliştirmektir
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Kur’an’ı anlama ve yorumlamada yeni yönelişlerin doğuşunu hazırlayan sebeplerden bahsedilmemektedir?
Tevhit şuurundan uzaklaşma göstergeleri Kur’an’ı anlama ve yorumlamada yeni yönelişlerin doğuşuna sebep olduğu söylenemez.
Pozitivizmin büyük oranda etkili olduğu 19. asrın son çeyreğinde ortaya çıkan reaksiyonik tefsîr akımı aşağıdakilerden hangisidir?
İctimâî tefsîr ekolü, pozitivizmin büyük oranda etkili olduğu 19. asrın sonçeyreğinde ortaya çıkan reaksiyonik bir tefsîr akımıdır.
Klasik Tefsir ekollerinden olan Mutezile Tefsir Ekolünün Ehl-i sünnet tarafından kabul edilmeyen temel görüşlerden hangisi aşağıdaki seçeneklerde verilmiştir?
Ehl-i sünnet ekolü Mutezile ekolünün bu tasavvurunu kabul etmemektedir: Allah’ın hayrı yarattığına; şerri yaratmaması
Aşağıdakilerden hangisinde mecaz-ı mürselde önemli olan unsurlardan biri paylaşılmamıştır?
Mecâzı mürselde alaka, benzerliğin dışındaki başka unsurlardır ki bunların sayısı çoktur. En önemlileri şunlardır: Sebebmüsebbeb (sebebsonuç), külliyyet cüziyyet (bütünparça), halmahal (durumyer), lazımmelzum, âliyet, umûm husûs.
Kur’a^n’daki evren, insan ve canlılarla ilgili kevni^ a^yetlerin, pozitif bilimlerin verileriyle tefsi^r edilmesini amaçlayan akım ve ekole ‘_____________________’ denilmektedir? Yandaki boşluğa uygun düşen ifade aşağıdaki seçeneklerin hangisinde yer almaktadır?
Bilimsel tefsi^r, Kur’a^n’daki evren, insan ve canlılarla ilgili kevni^ a^yetlerin, pozitif bilimlerin verileriyle tefsi^r edilmesini amaçlayan akım ve ekole verilen isimdir.
Mezhebi tefsîr ekolleri esas itibariyle kaç kısma ayrılmaktadır?
Mezhebî tefsîr ekolleri, esas itibariyle mutezile ekolü, şîa ekolü ve hâricîyye ekolü olarak C seçeneğinde belirtilen üç kısma ayrılmaktadır.
Sadece Mutezile tarafından değil, tüm müfessirler tarafından büyük bir takdirle karşılanmış ve bu anlamda bir otorite kabul edilen tefsîr hangisidir?
Tefsîrler içerisinde en meşhur olanı, Zemahşerî’nin Keşşâf’ıdır. İlgili tefsîr, kelimelerin anlamları, etimolojileri ve gramatik tahlilleri ön plana alarak zâhirî anlamı en güzel şekilde tefsîr etmesi, Kur’ân’ın sanat yönünü belağat ilminin verilerinden yararlanarak titiz ve beliğ bir üslupla ortaya koyması açısından kayda değerdir. Bu özellikleri yanında israiliyata itibar etmemesi ve ahkâm âyetlerinde mezhebî taassup göstermemesi de bu tefsîrin önemini artırmıştır. Bu yönleriyle sadece Mutezile tarafından değil, tüm müfessirler tarafından büyük bir takdirle karşılanmış ve bu anlamda bir otorite kabul edilmiştir.
Aşağıdakilerden hangisi Kur’ândaki kıssaların hedefleri arasında gösterilemez?
Kıssaların ve Kuran’ın hedefi islam ümmetini eğitmek ve şekillendirmek olduğu için kıssalar diğer inanç gruplarına mensup insanlarla ilişkilendirilemez.
“H-k-m ( حكم ) kökünden türemiş bir isimdir. H-k-m fiil kökü ise Arapça’da hüküm vermek, hükmetmek, sağlam ve dayanıklı olmak gibi anlamlara gelir”. Yukarıda tanımı verilen kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Yukarıda tanımı verilen kavram Muhkem i açıklamaktadır. Çünkü muhkem “h-k-m” kökünden gelmektedir.
Kur’an’da haki^kat anlamında kullanılmış bir kelimenin yan anlamını vermek veya tersine yan anlamında kullanılan bir kelimeye haki^kat anlamını vermenin ne gibi sonuçlar doğurabileceği aşağıdaki şıkların hangisinde açıkça yer verilmiştir?
Haki^kat anlamında kullanılmış bir kelimenin yan anlamını vermek veya tersine yan anlamında kullanılan bir kelimeye haki^kat anlamını vermek, anlam değişmelerine, hatta bozulma ve tahriflerine yol açacak; bu durumda ilahi iradenin verdiği mesaj ya yanlış ya da tersi anlaşılacaktır.
Aşağıdakilerden hangisi müste’ârun leh ve müste’ârun minhin ek özellikleri zikredilmeyen isti’âre çeşididir?
A seçeneğindeki kullanılan lafzın türemeyen bir isim olduğu isti’âre çeşididir. B seçeneğinde verilen kullanılan lafzın türemiş isim, fiil ve edat olduğu isti’âre çeşididir. C seçeneğinde belirtilen İsti’âre-i musarraha (açık isti’âre); isti’âre unsurlarından müste’ârun minhin zikredildiği isti’âredir. D seçeneğinde adı geçen İsti’âre-i mekniyye (kapalı isti’âre), müste’ârun minhin hazfedildiği, ama ona bağlı bir unsurun zikredildiği isti’âre çeşididir. Soruda açıklaması yapılan isti’âre çeşidi ise E seçeneğindeki İsti’âre-i mutlaka’dır.
I. Şii tefsir ekolü
II. İşari tefsir ekolü
III. Mutezili tefsir ekolü
Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri mezhebi tefsir ekollerindendir?
MEzhebi tefsir ekolleri; Mutezili ekol, Şii ekol, Harici ekol, Eşari ekol, Maturidi ekol olarak sıralanmaktadır. İşari ekol mezhebi bir ekol değildir. Doğru cevap D'dir.
Aşağıdakilerden hangisi Kur’an’ın kıssalarının özelliklerinden biri değildir?
Kur’an kıssaları, geçmişte yaşayan bazı topluluklar hakkında anlatılan kıssalardan ibaret olması Kur’an’ın kıssalarının özelliklerinden biri değildir.
Teşbîhin unsurlarının bulunup bulunmaması açısından kaç çeşidi vardır?
Teşbîhin unsurlarının bulunup bulunmaması açısından Teşbîh-i Mürsel, Teşbîh-i müekked, Teşbîh-i mücmel, Teşbîh-i mufassal ve Teşbîh-i beliğ gibi E seçeneğinde de belirtildiği üzere beş çeşidi vardır.
Son dönem de adı en sık duyulan batı hermenötik geleneğinden etkilendiği görülen modernist düşünür kimdir?…
Fazlurrahman, son dönemde Kur’ân’ı anlamaya yönelik çalışmalarda adı en sık duyulan isimlerdendir. Fazlurrahman’ın önerdiği Kur’ân’ı anlama yönteminin Batı hermenötik geleneğinden etkilendiği bariz bir biçimde görülmektedir.
Kur’ân’da neshedildiği söylenen âyetlerin hangileri olduğuna dair ulema arasında bir ittifak da yoktur. Bu konuda görüş ileri süren ulemadan Hibetullâh b. Selâme kılıç âyetinin (Tevbe sûresi 5. âyet), kaç âyeti neshettiğini söyler?
Kur’ân’da neshedildiği söylenen âyetlerin hangileri olduğuna dair ulema arasında bir ittifak da yoktur. Bu konuda görüş ileri süren ulemadan Hibetullâh b. Selâme kılıç âyetinin (Tevbe sûresi 5. âyet), 114 âyeti neshettiğini söyler.
Aşağıdakilerden hangisi esbab-ı Nüzul’ü bilmenin faydalarından biri değildir?
Nüzûl sebeplerini bilmeden Kur’ân’ı anlamak imkânsız olması Esbab-ı Nüzul’ü bilmenin faydalarından biri değildir.