Hangisi sosyal medya veya iletişim kanallarında dilin yanlış kullanımına ait bir örnek değildir?
Sınırlı sayıda harfin kullanılabildiği ortamlarda sözcüklerde ünlü harfleri yazmadan yalnızca ünsüzlerle yazışma, büyük harf ile ilgili kurallara aykırılık, sözcüklerin yazımında özensizlik gibi olumsuzluklar dikkat çekmektedir.
Aşağıda verilen cümlelerin hangisinde eş anlamlı sözcüklerden oluşan olan bir ikileme kullanılmıştır?
Akıllı uslu ikilemesi eş anlamlı sözcüklerden oluşan bir ikilemedir. Doğru cevap E'dir.
I. Ajràn ‘ayran’
II. Bej ‘bey’
III. Boyadziya ‘boyacı’
Yukarıdakilerden hangisi ya da hangileri Bulgarcaya Türkçeden geçen kelime çiftleridir?
Ajràn ‘ayran’, Bej ‘bey’, Boyadziya ‘boyacı’ Türkçeden Bulgarcaya geçmiş kelimelerdir.
Kar yağarsa, bu gece yürüyüş yapacağım.
Verilen cümlenin türü aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru verilmiştir?
Temel cümleye şart ifadesine dayalı bir yan cümle ile bağlanmış cümlelerdir. Türkçede –sA şart eki almış yan cümle, temel cümleyi şart, zaman, tahmin, benzetme gibi anlamlarla tamamlar ve çoğu zaman zarf işlevinde temel cümleden önce gelir.
Atasözleri ve deyimler anlatıma açıklık kazandıran ve renk katan söz varlığı ögeleridir. Her dilin söz varlığında deyimler vardır. Kimi deyimler belirli dillere özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir. Ancak yeryüzündeki her dilin atasözü yoktur. Bir atasözünün oluşabilmesi için yüzyılların geçmesi gerekmektedir. Başlangıçta bir kişi tarafından söylenen ancak dilin konuşurları tarafından benimsenen, yüzyıllarca tekrarlanarak belirli bir kalıba dökülen atasözleri dillerin yaşını da gösteren söz varlığı ögeleridir. Atasözlerimizin anlatım gücü, ifade edilmesi zor duygu ve düşünceleri açık bir biçimde ortaya koyabilmesindedir. Yüzlerce yıllık gözlem ve deneyimler sonucunda günümüze ulaşan atasözleri içerisinde toplumsal yaşayış ve insan ilişkileri için öğütler veren, sağlık için yapılması gerekenleri bildiren, iklim olaylarını açıklayıp önlem almayı öğütleyen atasözleri mevcuttur. Doğru cevap A'dır.
Cümle, değişik işlevlerdeki parçalardan oluşan bir bütündür. Bu bütünün parçaları da işlevlerine göre özne, yüklem, nesne, yer tamlayıcısı, zarf tamlayıcısı olarak adlandırılan cümle ögeleridir.
Cümlede iş, oluş, kılış, düşünce, duygu, imge, yargı anlatan sözcük olarak tanımlamanan öge aşağıdakilerden hangisidir?
Cümlenin yargı taşıyan en temel öğesi durumundaki yüklemi Gencan, cümlede iş, oluş, kılış, düşünce, duygu, imge, yargı anlatan sözcük olarak tanımlamaktadır. Yüklem, cümlede yargı bildiren çekimli öğedir. Doğru cevap B'dir.
“İşinin değişmesi şansını da değiştirmişti.”
Yukarıdaki cümlede aşağıdaki sözcük öbeklerinden hangisi vardır?
İşinin değişmesi şansını da değiştirmişti.Belirtili ad tamlaması vardır.
Karahanlılar döneminden itibaren Türkçe'ye geçtiği bilinen "haber, nefs, mezalim" gibi kelimeler hangi dilden alınmıştır?
Türklerin İslam dinine girmesiyle birlikte bu kez de Arapça, Farsça sözcükler Karahanlı Dönemi eserlerinden itibaren Türk yazı dillerinde görülmeye başlanır. Bu dönemin ilk eserlerinden Yusuf Has Hacib’in yazdığı Kutadgu Bilig’de Arapçadan alınma haber, hacet, fitne, kudret, mezalim, nefs, Rab, rahmet, sohbet kelimeleri kullanılmıştır. Doğru cevap A'dır.
Aşağıdakilerden hangisi söyleyiş bozukluluklarından biri değildir?
Yerel kullanım etkisiyle bazı sözcüklerin çekiminde /r/ sesi ile birlikte birtakım seslerin düşürüldüğü (örneğin alıyo, bakıyon) görülürken kimi sözcüklerin kullanımında da ses türemesine (örneğin evdeykene, arabaylan) tanık olunmaktadır. Yerel söyleyiş özelliği olarak nitelenebilecek bu türden kullanımların ölçünlü Türkçede yer almaması gerekir. Rakip yerine rākip, hakem yerine hākem, ekonomi yerine ekönomi gibi söyleyiş bozukluklarının çoğunlukla alıntı sözcüklerde görülmesi dikkat çekicidir. Türkçe kökenli sözlerde söyleyiş bozukluğu fazla görülmemektedir. Doğru yanıt E'dir.
Bir dilin söz varılığına bakılarak aşağıdakilerden hangisi anlaşılabilir?
Topluluklar hâlinde yaşayan insanoğlunun dili her dönemde başka toplulukların dilinden etkilenmiştir. Tarihin karanlık dönemlerinden bu yana bu etkilenme insanoğlunun dilinde kendisini gösterir. Bir toplumun geçmişte hangi toplumlarla ilişki içerisine girdiği, hangi kültür alanları içerisinde kaldığı, hangi inançları benimsediği söz varlığı ögelerinden anlaşılabilir. Özellikle söz varlığı, dillerin yaşadığı değişimleri, etkileşimleri göstermektedir.
Aşağıdakilerden hangisinde cümlenin italik yazılı ögesi Türkçe'de sözcük öbeklerine örnek olarak verilebilir?
Araba kapısı tamlayan-tamlanan ilişkisi bulunan söz öbeklerine örnek olan belirtisiz bir ad tamlamasıdır.
Türkçenin, binlerce yıl önce Moğolca ile tek bir dil olduğu varsayılan dönem hangisidir?
Türkçenin, binlerce yıl önce Moğolca ile tek bir dil olduğu varsayılan döneme ‘Ana Altayca Dönemi’ adı verilir. Türkçe İlk Türkçe adı verilen süreçte, yani Büyük Hun İmparatorluğu döneminde bağımsız bir dil hâline gelmiş, Avrupa Hun İmparatorluğu döneminde ise Ana Türkçe adı verilen süreç başlamıştır. Yazılı ilk olgunlaşmış Türkçe belgelerin bulunduğu Göktürk ve Uygur dönemlerine de ‘Eski Türkçe Dönemi’ adı verilir.
_____ toplumda belli bir sosyal sınıfa mensup olanların, daha çok toplum dışı olarak algılanan ve damgalanmış grupların, toplumun diğer kesimlerinden ayrılmak veya gizlenmek içgüdüsüyle kendilerine sözcük ve deyimlerle oluşturdukları konuşma sistemidir.
Argo; toplumda belli bir sosyal sınıfa mensup olanların, daha çok toplum dışı olarak algılanan ve damgalanmış grupların, toplumun diğer kesimlerinden ayrılmak veya gizlenmek içgüdüsüyle kendilerine sözcük ve deyimlerle oluşturdukları konuşma sistemidir. Doğru cevap A’ dır.
Aşağıdakilerden hangisi dilin sorunlarından biri olamaz?
Türkçede bazı sözcüklerin yanlış söylenmesi ve yazılması, bazı sözcüklere yanlış anlamlar yüklenmesi; konuşma dilinde ve yazı dilinde cümledeki ögeler arasındaki uyumsuzlukların yol açtığı anlatım bozukluklarının yanı sıra olur olmaz her yerde yabancı kökenli sözcüklere yer verilmesi, iş yerlerinde, ürünlerde yabancı adlar kullanılması genellikle dilin bir sorunu olarak algılanmaktadır. Kişilerin söz varlığının sınırlı hatta kısır olması da Türkçenin bir eksikliği gibi görülür. Konuşurların yetersizliği yüzünden dillerini gereği gibi kullanamamaları dilin değil konuşurların sorunudur. Yetersiz eğitim almış olan, ana diline özen göstermeyen konuşurun yetersizliği dilden kaynaklanan bir sorun değildir. Doğru yanıt E'dir.