Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye Türkçesinin yayılma alanlarının son elli yılda genişlemesinin nedenlerinden biri değildir?
Türk dilinin yayılma alanlarını belirlerken öncelikle bütün bu yazı dillerini, lehçelerini ve ağızlarını değerlendirmek gerekir. Türkiye Türkçesiyle birlikte Azerbaycan, Türkmen, Gagavuz, Özbek, Uygur, Kazak, Tatar, Başkurt, Kırgız, Karakalpak, Karaçay, Balkar, Nogay, Kumuk, Tuva, Hakas, Altay Türkçeleri ile çeşitli özellikleri bakımından Türk yazı dillerinden farklılaşarak bağımsız birer dil durumuna gelen Çuvaşça ve Yakutça, yirmi yazı dili hâlinde bu geniş coğrafyada devlet dili, resmî dil veya özerk dil olarak kullanılmaktadır.
Türk yazı dilleri içerisinde en fazla konuşura sahip Türkiye Türkçesi, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde değil Balkanlar’da, Orta Doğu’da, Kafkaslar’da yazı dili olarak kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesinin bu coğrafyalarda yazı, edebiyat, yayın kısmen de öğretim dili olarak kullanılmasının nedeni Türkçenin Osmanlı Devleti’nin resmî dili olmasından kaynaklanmaktadır. Türkçe, Osmanlı Devleti döneminde “imparatorluk dili” niteliğini kazanmıştır. Osmanlı Devleti’nin dağılmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında Türkçe varlığını azalarak da olsa korumuştur. Bugün Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Makedonya, Kosova, Karadağ, Gürcistan, Suriye, Irak vb. ülkelerde Türkiye Türkçesi konuşurları bulunmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin de resmî dili Türkçedir. Günümüzden elli yıl önce çalışmak amacıyla Avrupa’nın çeşitli ülkelerine giden vatandaşlarımız sayesinde Türkiye Türkçesinin yaygınlık alanı daha da genişlemiştir. Çeşitli dönemlerde Arabistan yarımadasındaki ve Kuzey Afrika’daki ülkelere, Güney ve Kuzey Amerika kıtasında başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelere ve Avustralya’ya yerleşen konuşurları sayesinde, bugün Türkçe dünyanın dört bir köşesinde konuşulan, kullanılan dil konumuna ulaşmıştır. Uydudan yapılan radyo ve televizyon yayınları, ağ ortamındaki yayımcılık, yurt dışında da yayımlanan gazeteler ve dergiler, yabancı ülkelerde açılan öğretim kurumları ve kurslar aracılığıyla bugün Türk dili geniş bir coğrafyada, etkin bir biçimde varlığını sürdürmektedir.
Bilim, sanat, spor, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcük aşağıdakilerden hangisidir?
Terim; bilim, sanat, spor, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcüktür. Doğru cevap C'dir.
Aşağıdakilerden hangisi konuşmada ve yazıda kısır söz varlığı sebeplerinden değildir?
Sözlük kullanma alışkanlığımızın yeterince yaygınlaşmamış olması da bir başka sorundur. Bu sorun, anlamı bilinmeyen sözcüklerin yanlış anlamlarda kullanılması ve onlara bambaşka anlamlar yüklenmesi gibi yeni olumsuzluklara yol açmaktadır.
"Ağ ortamında geliştirilen uygulamalar günümüzde yeni bir iletişim biçimi olan toplum- sal iletişim ortamını doğurmuştur. Haberlerin, görüşlerin, düşüncelerin yayıldığı; ses ve görüntü dosyalarının paylaşıldığı bu yeni ortam _______ olarak adlandırılmaktadır."
Verilen cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanmalıdır?
Ağ ortamında geliştirilen uygulamalar günümüzde yeni bir iletişim biçimi olan toplum- sal iletişim ortamını doğurmuştur. Haberlerin, görüşlerin, düşüncelerin yayıldığı; ses ve görüntü dosyalarının paylaşıldığı bu yeni ortam sosyal medya olarak adlandırılmaktadır.
Aşağıdaki çalışmalardan hangisi Türkçenin bilim dili olması yolunda atılan adımlarda sayılamaz?
1933 yılında bir üniversite reformu yapılmış ve buna göre öğretim üyelerine Türkçe makale yazma zorunluluğu getirilmiş,yabancı uyruklu bilim insanlarının Türkiye'de çalışmak istemeleri halinde 3 yıl içerisinde Türkçe öğrenme zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca Atatürk,yazdığı geometri kitabıyla bazı geometri terimlerine Türkçe karşılıklar bularak dile büyük katkıda bulunmuştur.
Aşağıdaki dillerden hangisi tipik bir bükünlü dildir?
Biçim bilgisel tipoloji bakımından Yunanca, Latince, Ingilizce, Rusça, Ukraince; Arapça, İbranice vd. bükünlü dillerdir. Çince ve Vietnamca, yalınlayan dil; Türkçe ve Macarca ise bitişken dillerdir. Doğru cevap A’dır.
Dilimizi yabancı diller boyunduruğundan kurtarma mücadelesi veren Türk Dil kurumunun mobbing sözcüğü için önerdiği Türkçe karşılık aşağıdakilerden hangisidir?
Türk Dil Kurumu, Atatürk’ün “Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milletidilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” sözünü kendisine ilke edinerekdilimizi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarma mücadelesini vermektedir. Türk DilKurumunun yabancı kaynaklı sözlere karşılık önerdiği sözlerden birkaçına bakalım: anchorman karşılığında ana haber sunucusu, arboretum karşılığında ağaç parkı, viyadük için köprü yol, mobbing için bezdiri; selfie için özçekim, mortgage tutsat vb...
Değişik coğrafyalarda çeşitli devletler kuran Türk soylu haklar, bugün yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bir alanda Türk yazı dilleri, lehçeleri ve ağızları varlığını sürdürmektedir. Türkçenin bu coğrafya yaygınlığını dile getiren ilk kişilerden birisi aşağıdakilerden hangisidir ?
Türkçenin bu coğrafya yaygınlığını dile getiren ilk kişilerden birisi Armin Vambery'dir. Türkçe bilerek Balkanlardan, Mançurya'ya kadar yolculuk yapmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi yanlış yazılmıştır?
makine yerine makina, meyve yerine meyva, kurdele yerine kordale veya kurdela, egzoz yerine eksoz veya egsoz, şoför yerine şofor veya şöför yazmak birer yazım yanlışıdır.
Aşağıdakilerden hangisi deyimlerle birleşik sözler arasındaki farklardan değildir?
Birleşik sözcüğü oluşturan iki sözcük de değiştirilemezken, deyimi oluşturan sözcüklerden biri zaman zaman değiştirilebilir.
Deyimler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
Deyimler anlatıma açıklık kazandıran ve renk katan söz varlığı ögeleridir. Her dilin söz varlığında deyimler vardır. Kimi deyimler belirli dillere özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir. Konuyla ilgili çalışma yapanların tanımlarından hareketle şöyle bir deyim tanımı yapılabilir: İki veya daha fazla sözcükten oluşan, anlatım gücünü artırmak için az çok mantık dışına kayan, gerçek anlamından uzak, ilgi çekici bir anlam yüküne sahip, bazı sözcükleri değişmeyip bazıları değişebilen, toplum tarafından ortaklaşa benimsenen kalıplaşmış söz gruplarına deyim denir. Deyimler, anlam ögesi olarak incelendiğinde, içerisindeki sözcükler ayrı ayrı değil hepsi bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Bu yönüyle deyimler, tıpkı sözcükler gibi bir dilin sözlüğünün içerisinde madde başı olarak yer almalıdırlar. Yani bir başka anlatımla deyimler, sözcükler gibi, sözlük maddesi olan anlam birimleridir.Deyimler yargı bildirmezler. Deyimler; bir durumu, olayı ya da varlığı tasvir etmek, açıklamak, ifade etmek amacıyla etkili anlatımından yararlanılan kalıplaşmış söz gruplarıdır.
Aşağıdaki cümlelerin hangsinin öğelerini ayırmada yanlışlık yapılmıştır?
"Bahçenin kokusunu /içime/ çekerek / gökyüzüne / baktım" cümlesinde zarf tümleci öğesi ikiye bölünmüştür, olması gereken Bahçenin kokusunu /içime çekerek / gökyüzüne / baktım şeklindedir.Doğru cevap B şıkkıdır.
Bilim, sanat, spor, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcük aşağıdakilerden hangisidir?
Terim; bilim, sanat, spor, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcüktür. Doğru cevap A'dır.