Aşağıdakilerden hangisi Türkçe'nin özeliklerinden biri değildir?
Düz bir ünlüyle başlayan sözcüklerde birbirini izleyen ünlüler de düz olur. Doğru cevap B'dir.
Bir işe koyulmuş birine kolay gelsin diyen konuşmacı hangi anlatım yolunu kullanmıştır?
İlişki Sözleri: İlişki sözleriyle ilgili olarak özetle şunlar söylenebilir: Bu sözler; yüzyıllarca geriye giden bir geleneğin yansımaları, bir toplumun kültür hayatının âdeta özünü içinde barındıran, insan ilişkilerindeki nezaket ve inceliğin düzeyini gösteren, kalıplaşmış, kullanıldıklarında insanlar arasında bir sıcaklık oluşturan sözlerdir. Türkün medeniyet dünyasında yetişmiş olan bir insan bir yakınını veya herhangi bir insanı yolcu ederken şunları söyler: Güle güle, yolun açık olsun, güle güle git güle güle gel, uğurlar olsun, Allah yolunuzu açık etsin, hayırlı yolculuklar, iyi yolculuklar, selametle, uğurunuz açık olsun, Hızır yoldaşın olsun vb. Olağan hayattaki küçük ya da büyük herhangi bir değişiklikte bu ve benzeri pek çok kalıp sözü duyar ve yeri gelince kendimiz de kullanırız. Gerek bu ilişki sözleri, gerekse önceki kuşaklardan öğrenip içinde yaşadığımız ve sonraki kuşaklara aktararak onların da hayatlarını biçimlendirecek olan ana dilimizin bütün unsurları, kimliğimizi oluşturan en temel varlık ve zenginliktir. Verilen örnekte de iş üzerinde olan, çalışmakta olanlara yaklaşıldığında kullanılması adet olan bu türden bir söz kullanılmıştır. Doğru cevap E’ dir.
Aşağıdakilerden hangisi sıfat-fiil öbeği içerir?
Sıfat-Fiil Öbeği Sıfat-fiil eklerinin eyleme eklenmesiyle oluşan sözcük öbeğidir. Sıfat-fiil öbeği, cümlenin bütün ögelerini oluşturabilir. Örnek: Büyük sınava hazırlanan öğrencileri gördükçe üzülürüm. Yaşanacak güzel günlerimiz var. Herkes gördüğü bu güzellik karşısında büyülenmişti.
Aşağıdaki sözcüklerden hangisi dilimize yabancı bir dilden girmiş bir sözcük değildir?
Özçekim kelimesi selfie kelimesinin Türkçe karşılığıdır. Dolayısıyla Türkçe bir kelimedir.
Aşağıdakilerden hangisi atasözleri ve anlatım gücüyle ilgili doğru bir ifadedir?
Atasözleri ve deyimler anlatıma açıklık kazandıran ve renk katan söz varlığı ögeleridir. Her dilin söz varlığında deyimler vardır. Kimi deyimler belirli dillere özgü olsa da bunların benzerleri başka dillerde de görülebilir. Ancak yeryüzündeki her dilin atasözü yoktur. Bir atasözünün oluşabilmesi için yüzyılların geçmesi gerekmektedir. Başlangıçta bir kişi tarafından söylenen ancak dilin konuşurları tarafından benimsenen, yüzyıllarca tekrarlanarak belirli bir kalıba dökülen atasözleri dillerin yaşını da gösteren söz varlığı ögeleridir.
Aşağıda verilen cümlelerin hangisinde sıfat fiil öbeği bulunmamaktadır?
Sıfat-fiil eklerinin eyleme eklenmesiyle oluşan sözcük öbeğidir. Sıfat-fiil öbeği, cümleninbütün ögelerini oluşturabilir.
Türk diliyle ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Geçmişte Türkçenin yazımı için pek çok abece kullanıldığı görülür. İlk yazılı kaynağımız Orhon Yazıtları’nda kullanılan ve bir bölümü Türk damgalarından gelen harflerden oluşan Göktürk yazısı ulusal abecemizdir. Ancak daha sonra farklı kültür ve inançların etki alanına giren Uygurlarla birlikte başka abeceler de kullanılır olmuştur. Yapı bakımından eklemeli dil olması dolayısıyla Türkçede yeni sözcükler, terimler türetmek çok daha kolaydır. Yalnız yeryüzünde hiçbir dil saf değildir. Doğru cevap C'dir.
Aşağıdakilerden hangisi Türkçenin türetme eğilimini gösteren bir örnektir?
Dünya dillerinin yapı bakımından başlıca bitişken (eklemeli diller), bükünlü (çekimli) diller, yalınlayan diller olmak üzere üçe ayrıldığını hatırlayacaksınız. Bildiğiniz gibi Türkçe, yapı bakımından sondan eklemeli bir dildir. Söz gelişi Türkçeye Arapçadan gelmiş olan bugün de kullandığımız kitap, kâtip, mektup, mektep aynı kökten türeme ve yazmak eylemiyle ilgili sözcüklerdir. Görüldüğü gibi bu sözcüklerde ek kullanılmamış, sözcükler, seslerin yer değiştirmesiyle veya ses eklenmesiyle yeni kavramları karşılar duruma gelmişlerdir. Türkçede yazmak eyleminden yeni sözcükler türetmek gerektiğinde farklı bir yol izlenecek ve ekler kullanılacaktır; yazı, yazıcı, yazar, yazgı, yazım gibi. Hiçbir dilin kök sözcükleri, evrendeki ve insan zihnindeki sonsuz denebilecek kavram, olgu ve durumları tek başına karşılama ve ifade edebîlme yeteneğine sahip değildir. Dillerin kendilerine ait kök sözcük sayıları da zaten son derece sınırlıdır. Diller bu durumdan kurtulmak, varlık ve oluşları ifade edebîlmek için kendi yapılarına göre yeni yollar geliştirmişlerdir. Türkçe gibi eklemeli dillerin geliştirdiği yolların en başta geleni, sözcük köküne değişik yapım ekleri getirerek yeni durum, varlık ve kavramları karşılamaya çalışmaktır. Hakim, hüküm, muhkem, hakem sözcükleri Arapça hkm kökünden türeme sözcüklerdir. Bu sözcüklerde ek kullanılmamış, sözcükler, seslerin yer değiştirmesiyle veya ses eklenmesiyle yeni kavramları karşılar duruma gelmişlerdir. Oysa haklı sözcüğünde ekleme yoluyla bir addan sıfat türetilmiştir. Doğru cevap E’ dir.
Aşağıdakilerden hangisi belirtisiz ad tamlamasına örnektir?
Belirtisiz ad tamlaması: İlk sözcüğün ek almayıp ikinci sözcüğün iyelik eki –sI almasıyla oluşan ad tamlamasıdır. Bu nedenle yanıt parfüm kokusu olmalıdır.
Deyimlerin kavramlarla ilişkilendirildiği düşünülürse aşağıdaki deyimlerden hangisi taşıdığı anlam bakımından diğerlerinden farklıdır?
Deyimler, kavramlarla ilişkilendirilerek sınıflandırıldığında toplum için hangi kavramındaha meşgul edici olduğu da anlaşılmaktadır. Mesela bir sözlük “acele” kavramıyla ilgili olarak şu deyimleri sıralamıştır: Eli çabuk tutmak, bir çırpıda yapmak, sıcağı sıcağına…, bugünden tezi yok, aceleye gelmek, ayağı üzengide, tez elden, ateş almaya gelmek, yel yeperek yelken kürek, mürekkebi kurumamak, ayağının tozu ile, yangından mal kaçırır gibi, ayağını çabuk tutmak, dün bir bugün iki, başı bacadan aşmadı ya, iki ayağını bir pabuca sokmak, gaza basmak, içi tez, dar yürekli vb. A, B, C ve D seçenekleri acele anlamları taşırken E seçeneği içerisinde organ adı olarak kurulmuş ve para kazanmak anlamına gelmektedir. Doğru yanıt E
Zamana ve coğrafyaya bağlı olarak tarih, boy farklılıkları, komşu dil ve kültürler gibi unsurların etkisiyle ve dilin kendi bünyesinden kaynaklanan ses değişmelerinin sonucunda oluşan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Ağızlar; zamana ve coğrafyaya bağlı olarak tarih, boy farklılıkları, komşu dil ve kültürler gibi unsurların etkisiyle ve dilin kendi bünyesinden kaynaklanan ses değişmelerinin sonucunda oluşurlar. Doğru cevap B'dir.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “o” sözcüğü kişi zamiri görevindedir?
Amaç 4
..... bir dildeki, bir eserdeki sözcüklerin, deyim ve atasözlerinin bütünü.
.....bilim, sanat, spor, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan sözcük.
Yukarıda, boşluktan sonra tanımları verilen kavramlar aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir ?
Söz varlığı, bir dildeki, bireserdeki sözcüklerin, deyimve atasözlerinin bütünü.Söz dağarcığı, söz hazinesi,kelime serveti gibi adlarla daanılmaktadır.
Terim; bilim, sanat, spor, meslekdalıyla veya bir konu ile ilgili özelve belirli bir kavramı karşılayansözcük
Harıl harıl çalışarak tüm ödevleri zamanında bitirdi cümlesindeki harıl harıl yansıma kaynaklı bir ikilemedir. Doğru cevap D'dir.