ARAPÇADA İŞARET SIFATLARI
Türkçede “işaret sıfatı” dediğimiz sözcüklere, Arapçada “işaret ismi” denmektedir.
Arapçada işaret sıfatları tek başına “bu, şu, o” şeklinde kullanılabileceği gibi, “Bu kalem senin.”, “örnek cümlesinde görüldüğü üzere işaret ettiği isimle birlikte de kullanılabilir. İşaret ettiği isimle birlikte kullanıldığında, işaret edilen kelimeye muşârun ileyh denir. Muşârun ileyh olan sözcük ile işaret sıfatları hem irâb (merfû, mansûb, mecrûr olma bakımından) hem cinsiyet, hem sayı bakımından birbiriyle uyumlu olmak zorundadır.
İşaret sıfatları, işaret edilen varlığın uzaklığına göre, tıpkı Türkçedeki gibi, farklı farklıdır. Ne var ki, Arapçada yaygın olarak “yakın” ve “uzak” için olanları kullanılır. Bununla birlikte uzak için kullanılan işaret sıfatını hem “o”, “onlar”, hem de “şu”, “şunlar” biçiminde anlamlandırmak veya hem “o”, “onlar”, hem de “şu”, “şunlar” yerinde kullanmak mümkündür.
Yakın için İşaret Sıfatları:
Türkçede işaret sıfatı, işaret ettiği kelime ile birlikte kullanıldığında (bu adam, bu adamlar; şu çocuk, şu çocuklar; o resim, o resimler) şeklinde hep tekil kullanılırken, Arapçada işaret sıfatı her zaman işaret ettiği ismin yapısına uygun olarak (tekil, ikil veya çoğul biçiminde) kullanılır.
İkil dışındaki tüm işaret sıfatları mebnîdirler; yani son harekeleri cümle içindeki yerine göre değişiklik göstermez. Dolayısıyla i‘râbları mahallen’dir: mahallen merfû veya mahallen mansûb ya da mahallen mecrûr biçiminde i‘râb edilirler; ref veya nasb ya da cer alâmeti aranmaz.
(Bu, bir erkek çocuktur.) . هذا ول دِ
Bu cümle, isim cümlesidir. Çünkü bir fiille değil, isimle başlamıştır.
هذا : Mubtedâ, mahallen merfû, ismu’l-işâra olduğu için mebnîdir, son harekesi değişmez.
ول دِ : Haber, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
Unutulmaması gereken bir husus da şudur: İşaret sıfatıyla birlikte kullanılan sözcük (muşârun ileyh), daima belirlidir. Çünkü gösterilmek suretiyle diğerlerinden ayrılmakta, belirlenmiş olmaktadır:
(Bu erkek çocuk, bir öğrencidir.) . هذا اِلول د تِلمي ذ
هذا : Mubtedâ, mahallen merfû, ismu’l-işâra olduğu için mebnîdir, son harekesi değişmez.
الول دِ : Muşârun ileyh, merfû (çünkü işaret sıfatına uymak zorunda), ref alâmeti sondaki damme.
تلمي ذِ :Haber, merfû, ref alâmeti sondaki damme.
Daha önceki örnekte haber olarak kullanılmış olan ( ولد ) kelimesinin, yukarıdaki örnekte “haber” olarak değil, mubtedâ olan işaret sıfatının ( هذا ) “muşârun ileyh”i olarak kullanıldığını, dolayısıyla belirli olduğunu görüyoruz. Bu cümlede mubtedanın haberi, (تلميذ ) damme ile merfûdur.
İkil olan işaret sıfatları, mebnî olan tekil ve çoğul işaret sıfatlarından farklı olarak mu‘reb’tirler, i‘râbları ikil kelimenin i‘râbının aynısıdır: Yani elif ile merfû, ye ile mansûb ve mecrûr olurlar.
(Bu iki kitabı okudum.)ِ . قَ رَِِأِْ تِ هذي نِ الكتابَ يْ نِ
قرأ تِ : Mâzî fiil, fâ‘il bitişik zamir olan tâu’l-muteharrike .(ت)
هذين : Nesne (mef‘ûlun bih), mansûb, nasb alâmeti “ye”, çünkü ikil.
الكتابين : Muşârun ileyh, mansûb (çünkü işaret sıfatına uymak zorunda), nasb alâmeti “ye”,
çünkü ikil.
(Bu kadın doktorları gördüm.) . رَأَيْ ت هَ ؤلا ءِ الطبيبا تِ
رَأَيْ تِ (gördüm) : Mâzî fiil, fâ‘il bitişik zamir olan tâu’l-muteharrike ( .(ت
هَ ؤلا ءِ : Nesne (mef‘ûlun bih), mahallen mansûb çünkü mebnî.
الطبيبا تِ : Muşârun ileyh mansûb (çünkü işaret sıfatına uymak zorunda), nasb alâmeti kesra çünkü düzenli dişil çoğul.
Uzak İçin İşaret Sıfatları:
Uzak için kullanılan işaret sıfatlarının tekil ve çoğul biçimleri kullanılır, ikil formları pek
kullanılmaz. Tekil için eril ve dişil formu vardır, çoğul formu ise eril ve dişil için ortaktır. Her üç işaret sıfatı mebnîdir, son harekeleri hep aynıdır, dolayısıyla i‘râbları mahallen’dir. Tabloda şu şekilde göstermek mümkündür:
Dikkat: Gayr-ı ‘âkil çoğullar tekil-dişil hükmünde olduğu için işaret sıfatları bu tür çoğullar için kullanılırken, tekil-dişile özgü yapısıyla kullanılırlar
SORU EDATLARI
Arapçada soru ifadelerinin başında kullanılan edatlar isim ve harf olarak ikiye ayrılır.
SORU EDATLARI
1. Soru İsimleri
2. Soru Harfleri