DİL BİLGİSİ: SULÂSÎ FİİLLERDE EDİLGEN (MECHÛL) YAPI

DİL BİLGİSİ: SULÂSÎ FİİLLERDE EDİLGEN (MECHÛL) YAPI

(القواعد: الفعل المبني للمجهول (الفعل الثلاثي المجرد

Edilgen yapı, gerçek öznesi açık bir isim veya zamir olarak cümlede yer almayan fiilin aldığı biçimdir. Fiiller gerçek özne veya sözde özne ile kullanılma durumlarına göre ikiye ayrılırlar:
1. Ma‘lûm Fiiller
2. Mechûl Fiiller
Gerçek özne ile kullanılan fiillere mâ‘lum (etken) fiiller adı verilir. Şimdiye kadar çekimini öğrendiğiniz tüm fiiller ma‘lûm formda idi. Sözde özne ile kullanılan fiillere mechûl (edilgen) fiiller adı verilir. Fiillerin edilgen yapıda geldiği durumlar şöyle sıralanabilir:
1. Gerçek öznenin bilinmemesi,
2. Bilindiği halde belirtilmesinden çekinilmesi,
2. Gerçek öznenin belirtilmesinin önemli olmaması. Bu durumlarda fiil edilgen forma çevrilerek sözde özne ile kullanılır. Sulâsî fiillerin edilgen formları ile sulâsî mezîd fiillerin edilgen formları birbirlerinden ana kural itibariyle ayrılmasalar da, şekilsel olarak farklıymış gibi görünürler. Bu bölümde sadece sulâsî mucerred fiillerin mâzî ve muzâri yapılarının edilgen kullanımları konu edilecek, sulâsî mezîd fiillerin edilgen yapıları daha sonraki bölümde işlenecektir.

Sulâsî Fiillerde Edilgen Yapı

Türkçede fiil köküne ses uyumuna göre “-ıl, -il, -ul, -ül” eklerinden birinin getirilmesiyle elde edilen edilgen yapı, Arapçada fiillerin harekelerinde değişiklik yapılmak suretiyle elde edilir. Sulâsî fiillerin mâzî ma‘lûm formları daima (فُعِ لَ fu‘ile) kalıbında; muzâri formları ise daima (يُفْع لَُ – yuf ‘alu) kalıbında edilgene dönüştürülür.

Sulâsî Fiillerde Mâzî Mechûl
a. Sahîh Fiillerde Mâzî Mechûl
Önce sahîh fiillerin mâzî mechûl formlarını inceleyelim:

Mechûl fiil, çekimi bakımından ma‘lûm yapıdan farklı değildir. ( سُئِ لَ ) fiili
örneğinde bu durumu görelim:

Sahîh fiillerden sâlim ve mehmûz fiillere dâir mechûl çekim örneklerini yukarıda
gördünüz. Şimdi muda‘‘af bir fiilin mechûl formunu inceleyelim:
مدَ (uzattı) fiili mechûl formda مُدَ (uzatıldı)
b. Mu‘tell Fiillerde Mâzî Mechûl Şimdi mu‘tell fiillerin mâzî mechûl formlarını
inceleyelim: Misal fiillerin mechûl formları tıpkı sâlim fiilinki gibidir. Örnek:
و عدَ (söz verdi) وُعِدَ (söz verildi)
Örneğin, قال fiilinin aslı bildiğiniz üzere قولَ dir. Bunu edilgen forma
dönüştürdüğümüzde قُوِ لَ biçimi bulunur. İ‘lâl kurallarımızdan hatırlayacağımız
üzere, illetli harf harekeli, kendinden önceki harf de harekeli olduğunda illetli
harfin harekesi kendinden önceki sağlam harfe aktarılır ve illetli harfin kendisi
bu harekeye uygun bir illetli harfe dönüşür. Buradan hareketle قِيلَ formu bulunur. Diğer bütün ecvef fiiller aynı şekilde edilgen yapıya dönüştürülür.
Örneğin;
با عَ (sattı) fiili meçhul formda بِيعَ  (satıldı)

Nâkıs ve lefîf fiiller mâzî mechûl forma uyarlandığında, sondaki illetli harf -aslen
ister vâv, isterse ye olsun- daima ye olarak görünür. Örneğin:
دعا fiili meçhul formda دُعِيَ
ر مى fiili meçhul formda رُمِيَ

Sulâsi Fiillerde Muzari Mechul
Sulâsî fiillerin Geniş/Şimdiki Zaman formları, yukarıda değinildiği gibi, daima
(يَُفْع لَُ – yuf ‘alu) kalıbında edilgene dönüştürülür. Örnek:

Muzâri mechûl fiil çekimi, muzâri ma‘lûm fiil çekiminden farklı değildir. Bu
durumu يُسْأ لَُ muzari mechul fiilinin çekimini yaparak birlikte görelim:

Muda‘‘af fiillerin muzârisi aşağıdaki şekilde mechûle çevrilir:
مدَ- يَمُدَ- يَُمدَ
Ecvef fiillerin muzârisi mechûle çevrilirken de i‘lâl kuralları karşımıza çıkar.
Örneğin قال fiilinin aslınınََ قول , muzarisinin ise يقْوُلَُ olduğunu biliyorsunuz. Bu
fiili meçhule çevirirken öncelikle aslını meçhul kalıbına uyarlayarak يُقْولَُ şeklinde
harekeler, sonra da i‘lâl kuralımızı uygularız. Şimdi kuralımızı hatırlayalım:
1. İlletli harf harekeli kendisinden önceki sağlam harf harekesiz ise illetli harfin
harekesi kendisinden önceki sağlam harfe verilir.
2. İlletli harf harekesiz kendisinden önceki harf harekeli olduğunda illetli harf,
kendisinden önceki harfin harekesine uygun bir illetli harfe dönüşür.
Bu iki kuralı uygulayınca sonuçta قال fiilinin muzâri mechûlü olarak يُقالَُ biçimini
elde ederiz.
Nâkıs fiillerin muzârileri edilgen yapıya çevrilirken ‘aynu’l-fi‘l ’in harekesi fetha
olmak zorunda olduğundan sondaki illetli harf daima bu fetha harekesine uygun
illetli harf olan elif biçiminde görünür. Bu arada şu hususu da ihmal etmemek
gerekir: Buradaki illetli harf daima elif-i maksûre biçiminde yazılır. Örnek:
دعى –َ يَدْعُو –َ يَُدْ عى

Lefîf fiillerin muzâri mechûlleri de tıpkı nâkıs fiillerin muzâri mechûlü gibidir.
Örneğin hadis ilminde sıklıkla karşımıza çıkan ر وى nın mechûl formu şöyledir:
ر وى –َ يَرْوِي –َ يَُرْ وى

NÂİBU’L-FÂİL (SÖZDE ÖZNE)
نائب الفاعل

Nâibu’l-fâil, sözde özne demektir. Edilgen fiilin öznesine “nâibu’l-fâil” adı verilir.
Etken cümlenin fiili mechûle (edilgene) dönüştürüldüğünde etken cümlenin
nesnesi sözde özne, yani nâibu’l-fâil konumuna gelir. Cümlenin gerçek fâili
olmadığı için bu adı almıştır ancak fâilin bütün özelliklerini taşır. Bu sebeple
nâibu’l-fâil de daima merfûdur. Cümlede fiil ile fâil arasındaki ilişki, edilgen fiil
ve nâibu’l-fâil arasında da aynen geçerlidir. Yani nâibu’l-fâil ister tekil, ister ikil,
isterse çoğul olsun açık bir isim olarak kullanıldığında fiil daima üçüncü tekil
şahıs kipinde kullanılır; üçüncü tekil eril mi, yoksa üçüncü tekil dişil mi
kullanılacağı nâibu’l-fâilin cinsiyetine bağlıdır. Şimdi cümlenin etken formda olan fiilini edilgen yapıya dönüştürmek suretiyle hem fiilde, hem de cümlede meydana gelen değişimi birlikte görelim:
فتح عليٌّ اَلْبابَ
فُتِح اَلْبابَُ
Yukarıda “Ali kapıyı açtı” cümlesinin fiili etkendir, dolayısıyla açma eylemini
gerçekleştiren علي sözcüğü fâil ve dolayısıyla merfû; açma eyleminden etkilenen
الباب sözcüğü de mefûl ve dolayısıyla mansûbdur.

Bu cümlenin fiilini فُتِحَ biçiminde edilgen yapıya dönüştürünce, fâil olan sözcük
cümleden düşürülmüş, ilk cümlede mefûl konumunda olan الباب sözcüğü fâilin
yerine geçerek mansûb durumdan merfû duruma dönüşmüştür. Çünkü nâibu’lfâil
de daima merfûdur. Aşağıdaki benzer cümleleri inceleyelim:

شرِب اَلطالِبُ اَلماءَ
شُرِب اَلماءَُ
سأل اَلمُديرُ اَلطالِبَ
سُئِل اَلطالبَُ

Edilgen fiilin sözde öznesi yanı sıra gerçek öznesi de belirtilmek istenirse, gerçek
özne cümlenin sonunda مِنْ قَِب لَِ (tarafından) ifadesi ardından belirtilebilir. Örnek: