Hadislerin Korunması ve Kayıt Altına Alınması

TESBÎT DÖNEMİ

Tesbît, sabitleme, kaydetme, bağlama, sağlama alma anlamlarına gelir. Bu dönemde hadislerin sözlü
ve yazılı olarak öğretilmesi, öğrenilmesi, halk arasında yayılması, böylece hafızalarda ve değişik yazı
malzemeleri üzerine kaydedilip koruma altına alınması söz konusudur. Hicri 1. yüzyılın sonlarına kadar
devam etmiştir.

Hadis Öğrenimi ve Öğretimi

Bu dönemde hadis öğretim ve öğrenimi için Hz. Peygamber‟in, sahabîlerin ve tâbiûn neslinin büyüklerinin yoğun faaliyetleri olmuştur. İkinci nesil Müslümanlar Hz. Peygamber‟i görmüş olan ilk Müslümanlardan, duyduklarını yazılı ve sözlü olarak tespit etmeye gayret etmişlerdi. Bu nesil içinde bu yöndeki çalışmalarıyla tarihe geçen hadisçi arasından örnek olarak şu isimler zikredilebilir:

Alkame b. Kays, Abîde es-Selmânî, ġakîk b. Seleme, Mu„âze el-Adeviyye, Ümmü‟d-Derdâ ed- Dımeşkıyye, Urve b. Zübeyr, Sa„îd b. el-Müseyyeb, İbrâhim en-Nehaî, Amra bt. Abdurrahman, Tâvûs b.Keysân, Hind bt. el-Hâris, Mücâhid b. Cebr, Şa’bî, İkrime, Ebû Kılâbe el-Basrî, Muhammed b. Sîrîn, Hasan el- Basrî, Nâfî.

Hadis Öğreniminin Güvenilirliği

Hadis rivayetinde ki titizliği gösteren çareler:
A) Hadis Rivayetini Azaltma: Bazı sahâbîler,rivayette hata yapma endişesiyle hadis rivayetinden kaçınmışlar, mümkün olduğu kadar az hadis rivayet etmeye çalışmışlardı.Meselâ, ilk Müslümanlardan ve aşere-i mübeşşereden olan Sa’îd b. Zeyd‟in neredeyse hiç hadis rivayet etmediği nakledilmektedir.
Aynı tavrı, aşere-i mubeşşereden olan ez-Zübeyr b el-Avvâm‟da da görürüz.
B) Hadis Rivâyet Edenden Şâhid İsteme: Hz . EbuBekir ve Hz.Ömer bunu uygulayan sahabilerdendir.
C) Hadis Rivayet Edene Yemin Ettirme: Hz. Ali‟nin, kendisine hadis rivayet eden kimseye, doğru söylediğine dair yemin ettirdiği nakledilmektedir.
D) Hadisi Kur‟ân ve Önceden Bildikleri Hadislerle Karşılaştırma: Birçok sahâbînin, başka birinden duydukları hadisler karşısında böyle hareket ettiği görülmektedir.
E) Hadisi İlk Duyan Kimseden Almaya Çalışma: Hadisleri Hz. Peygamber’den doğrudan duyup alamamış olan sahâbîler onları diğer sahâbîlerden öğrenirlerdi. Bu durumda ise mümkün olduğu kadar onu ilk duyan sahâbîden almaya çalışırlardı. Sahabi Câbir b. Abdullah, Abdullah b. Üneys‟in Hz. Peygamber‟den duymuş olduğu bir hadisi ondan almak için (muhtemelen Medîne-i Münevvere‟den) Şâm’a gitmişti. Ebû Eyyûb el-Ensârî böyle yapmış ve Mısır’a gitmişti. er-Rıhle fî talebi’l-hadîs (Hadis öğrenimi için yapılan yolculuk)
F) Hadisin Râvîlerini İnceleme: İlk Müslümanlar arasında çıkan siyasi ve fikri karıĢıklıklar hadisler için
bir tehlikeyi beraberinde getirmişti.

Sened, hadisin, onu rivayet eden kimselerin isimlerinin sırayla zikredildiği kısmıdır.
Muttasıl: ilk kaynağa varan.
Nitekim İbrâhîm en-Nehaî isnad sorma işinin kezzâb Muhtâr es-Sakafî zamanında başladığını bildirmektedir.

Hadis Öğrenim Usûlleri

Semâ (yani hocadan işitme)yoluyla

Hadislerin Rivâyet şekli

Hadislerin Hz. Peygamber‟den duyuldukları gibi aynen alınıp nakledilmeleri en güzel şekildir ve mümkün olduğu sürece böyle yapılmalıdır.
Hadislerin mânâ ile rivayetlerinin caiz olduğu görüşünde olan kişiler arasında Hz. Âişe, Abdullah b. Mes’ûd ve Enes b. Mâlik gibi sahâbîleri, sonraki nesillerden ise Âmir eş-Şa’bî, İbrahim en-Nehaî, Süfyan b. Uyeyne ve Yahya b. Sa’îd el-Kattân gibi âlimleri sayabiliriz.

Hadislerin Yazılması

Bu konuda farklı haberler bulunmaktadır.

1. Hadislerin Yazımını Yasaklayan Haberler
Ebû Sa’îd el-Hudrî şöyle demiştir: “Ben hadisleri yazmam için Hz. Peygamber‟den izin istedim de o bana izin vermeyi kabul etmedi”.
Zeyd b. Sâbit şöyle demiştir: “Gerçekten Resûlullah -sallellahu aleyhi ve sellem- bize hadislerinden hiçbir şey yazmamamızı emretti”.

2. Hadis Yazımına İzin Verildiğine Dair haberler
Bir sahâbî Hz. Peygamber’e gelerek hafızasının zayıflığından şikâyet etmişti de Hz. Peygamber ona şu tavsiyeyi yapmıştı: “Hafızana sağ elinden yardım iste (yani yaz!)”.
Hz. Ömer, Hz. Ali ve İbn Abbâs da; “İlmi yazıya geçirin!” demişlerdir.
Görüldüğü gibi hadislerin yazılıp yazılamayacağı konusunda birbirleriyle çelişen haberler bulunmaktadır.

Hadis usûlünde bu duruma İhtilâfü’l-hadîs, ilgili hadislere de Muhtelifü’l-hadîs (veya Muhtelefü‟l- hadîs) denir.

Söz konusu kanaatin asıl sebepleri, tespitlerimize göre, şu hususlardır:
1. Bazı vahiy kâtiplerinin kendilerine kâtiplik yaptıkları sürece konmuş olan hadis yazma yasağını ömür boyu sürecek bir yasak olarak değerlendirmeleri ve bu doğrultuda kanaat belirtmeleri.
2. Kur‟ân-ı Kerîm dışındaki şeylerle meşgul olunup Kur’ân-ı Kerîm‟in ihmal edileceği endişesi.
3. O günkü toplumun sahip olduğu ilim zihniyeti. O günkü toplumun yazılı bir kültürü yoktu.
4. Yazılanlara güvenilip ezberlemenin terk edileceği endişesi.
5. Yazılan hadislerin, ehli olmayan kimselerin eline ulaşıp onlarda yanlışlıklar, tahrifler, ekleme ve çıkarmalar yapılacağı endişesi.

 

Hz. Peygamber Hayattayken Yazılanlar:

  1. Medine Sözleşmesi
  2. Nüfus Sayımı Tutanağı
  3. İmtiyâz Belgeleri
  4. Yahûdîlerle Yapılan Yazışmalar
  5. Dîne Çağrı Mektupları
  6. Görevlilere Verilen/Gönderilen Tâlimatnâmeler: Bunlar arasında vergi tarife ve hükümlerini ihtivaedenler, sadakât hadîsleri diye meşhurdurlar.
  7. Hz. Peygamber’in Mekke’nin fethinde okuyup da Yemen’li Ebû Şâh‟ın isteği üzerine yazılıp busahâbîye verilen hutbe.
  8. Abdullah b. Amr b. el-Âs‟ın yazdıkları: Bu sahâbînin Hz. Peygamber‟den şahsen izin alarak hadis yazdığı meşhurdur.
  9. Enes b. Mâlik‟in yazdıkları: On yıl Hz. Peygamber‟in hizmetinde bulunmuş olan bu sahâbî, ondan duyup yazdığı, sonra da huzurunda okuduğu bazı kitaplara yani yazılı evraka sahipti.
  10. Hafızasının zayıflığından şikâyet eden bir sahâbînin yazdıkları.
  11. Ebû Râfi’in yazdıkları: Mısır kökenli bir sahâbî ve Hz. Peygamber’in âzâdlısı olan Ebû Râfi’ de Hz.Peygamber‟den hadis yazımı için izin istemiş ve kendisine izin verilmişti.

 

Hz. Peygamber‟in Vefatından Sora Sahâbe Döneminde Yazılan Hadisler:

1. Hz. Ebû Bekir’in beşyüz kadar hadisi yazdığı fakat sonra bunları imha ettiği nakledilmektedir.
2. Hz. Ömer’in de hadisleri yazma teşebbüsü olmuştu.
3. Hz. Ali’nin, içinde bazı hadislerin yazılı olduğu bir sahîfesi vardı ve bunu, kılıcına takılı olarak yanında taşırdı.
3. Hz. Ali’nin, içinde bazı hadislerin yazılı olduğu bir sahîfesi vardı ve bunu, kılıcına takılı olarak yanında taşırdı.
4. Ebû Hüreyre‟nin de hadis sahîfeleri vardı.
5. Abdullah b. Abbâs eline yazı malzemeleri alarak sahâbîleri kapı kapı dolaşmış ve onlardan duyduğu hadisleri yazmıştı.
6. Semüre b. Cündeb’in de, içinde “pek çok ilim” bulunan bir sahîfesi vardı.
7. Câbir b. Abdullah, Mescid-i Nebî‟de ders halkası olan ve hadiste yetkili bir âlim sayılan bir sahâbî idi.
8. Abdullah b. Ömer‟in de hadis sahîfelerinin olduğu ve evinden dışarı çıkmadan önce onlara göz attığı nakledilmektedir.
9. Cahiliye döneminde yazı bilenlerden olan Sa’d b. Ubâde‟nin bizzat hadis yazıp yazmadığı bilinmemektedir.

TEDVÎN DÖNEMİ

Bu dönem, daha önce değişik yazı malzemelerine kaydedilerek veya ezberlenerek koruma altına alınmış olan hadislerin kitaplar (dîvânlar) içinde toplandığı dönemdir ve hicrî 1. asrın sonlarından 2. asrın 1. veya 2. çeyreğine kadar süren bir zaman dilimini içine alır. Tedvîn yani toplamadır.